| Engin su depolarından çok daha fazlasıdır. Birbirlerine karmaşık bir akıntılar ağıyla bağlı Dünya'daki yaşam için çok önemlidirler. | Open Subtitles | إنها أكثر من مجرد خزان عظيم للمياه ، فهي مرتبطة ببعضها عن طريق شبكة معقدة من التيارات |
| Bu hikâyeler çocukları korkutan ya da sizi daha iyi hissettiren yerel efsanelerden, yerel hikâyelerden daha fazlasıdır. | Open Subtitles | ... هذه القصص, إنها أكثر من مجرد أساطير محلية, قصص محلية لإخافة الأطفال أو جعلهم أن يشعروا أفضل |
| Bundan daha fazlasıdır. | TED | إنها أكثر من سقف. |
| Burnun romantizme katkısı ise parfümü ya da kolonyayı farketmekten fazlasıdır. | TED | مساهمة الأنف في الرومانسية أكبر من مجرد ملاحظة عطر أو كولونيا. |
| Genç adam, suçlandığın "güvenlik kameralarını çalma" fiili basit bir vandalizmden fazlasıdır. | Open Subtitles | إيها الشاب سرقتك لآلات التصوير تلك كانت أكثر من مجرد فعل تخريبي |
| İnanın bana, bir tur rehberinden fazlasıdır, bir toprakbükücüdür. | Open Subtitles | صدقيني , إنه أكثر من مرشد سياحي إنه مُخضع أرض |
| Bu çizgi roman kitabuna "Evet, Daha fazlasıdır" adını verdik. Bu kitap bizim kahramanlarımızdan bazılarına ait fikirlerin evrimleşmesiyle ilgilidir. | TED | قمنا بتسمية هذا الكتاب الفكاهي ب "بلى هو المزيد" والذي واضح أنه نوع من تطور الأفكار لبعض أبطالنا |
| Bilimsel esasta, "Positif Düşünce Gücünden" daha fazlasıdır. -- korkunç, korkunç bir karanlık tarafı vardır. Eğer hasta olursanız, bunun sebebi sizin negatif düşünmeniz gibidir. | TED | وعلى الجانب العلمي .. إنها أكثر من فقط " قوة التفكير الإيجابي " فهذا الفلم له جانب سيء ومظلم جداً جداً .. وهو كما وكأنك ستصاب بالمرض إن آمنت به لانه يعني أنك كنت تفكر بالأفكار السلبية طيلة الوقت |
| Bir arkadaştan fazlasıdır. | Open Subtitles | إنها أكثر من مجرد صديقة |
| Bir telefon yüzeyde göründüğünden çok daha fazlasıdır. | TED | يُعتبر الهاتف أكثر من مجرد ما يظهر على السطح. |
| Duyma engelli insanların neden konserlere gittiğini merak etmişsinizdir. Fakat müzik, kulağınıza gelen sesten çok daha fazlasıdır. | TED | وربما تتساءلون عن سبب حضور الصُّم للحفلات الموسيقية لكن في الواقع، الموسيقى أكثر من مجرد صوت يَمر عبر الأذُن |
| Bay Hooper, şüphesiz ki akademik olarak doğuştan kabiliyetlisiniz ama burada verdiğimiz burs bundan çok daha fazlasıdır. | Open Subtitles | هذا سيئ سيد هوبير , لا يوجد شك بانك هديه اكاديميه ولكن الثقافه التي نعطيها هنا اكثر من مجرد هذا |
| Alemde hayatta kalmak elementleri kontrol etmekten fazlasıdır. | Open Subtitles | البقاء على قيد الحياة في المملكة إنه أكثر من التلاعب فقط بالعناصر |
| Maratondan çok daha fazlasıdır. | TED | إنه أكثر شبهاً بالماراثون. |
| Bu bölümde Mies van der Rohe var, "Az, Daha fazlasıdır" | TED | والذي هو في هذه الحالة كتاب "الأقل هو المزيد" لميس فان دير روه |
| "Evet, daha fazlasıdır" ile bizim söylemek istediğimiz şey basitçe şu fikri sorgulamak: mimaride öncül olmak neredeyse her zaman olumsuz tanımlanır, ki biz buna karşıyız. | TED | وما نريد قوله ب "بلى هو المزيد" هو في الأساس محاولة لوضع هذه الفكرة في شكل سؤال أن التطلع والتقدمية المعمارية دائما ما يكون تعريفها سلبياً كـ "من" أو "ماذا" نحن ضده |