İkinci olarak da, Tim ve Rachel şu anda Fekus'la konuşmak için Lexington'dalar. | Open Subtitles | ثانياً, (تيم) و (ريتشلي) يقصدون "لينكستون" كي يتعاملوا مع (فيكيس) بينما نحن نتحدث |
Albert Fekus, senin kendisini bıçakladığını söyleyen gardiyan var ya öyle durup dururken gerçeği söylemesi büyük talih. | Open Subtitles | (آلبيرت فيكيس) الشخص الذي قمتِ بطعنه يا لسوء حظه خرج بريء بالرغم من قتله |
Katherine Hale bana gardiyan Albert Fekus'ı sordu. | Open Subtitles | (كاثرين هيل) قامت بسؤالي عن (آلبيرت فيكيس) الحارس |
Katherine Hale bana gardiyan Albert Fekus'ı sordu. | Open Subtitles | كاترين هيل) سألتني عن (ألبرت فيكس) ذلك الحارس .. |
- Kadın bana Fekus'ı sordu. | Open Subtitles | -سألتني عن (فيكس ) |
Kıçını kaldırıp, Lexington'a git ve olay patlamadan önce Albert Fekus'ı bul derim. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الأفضل أن تذهب إلى "لينكستون" وتعثر على (آلبيرت فيكيس) قبل أن يفسد الأمر برمته |
Fekus problemini çözeriz. Boyd hâlâ samimi olduğunu düşünür. | Open Subtitles | الآن سنقوم بالإهتمام بـ (فيكيس) و (بويد) سيظل يظن بإنك صادقة |
Ama Ava hapiste kalsın diye Fekus kendini bıçakladı. | Open Subtitles | -بالطبع لكن (فيكيس) قام بطعن نفسه كي يزجّ (آيفا) بالسجن |
Adamım Fekus'ın evinin orada. | Open Subtitles | -أحد رجالي ذهب إلى منزل (فيكيس ) |
- Fekus numarası inandırıcılığını koruyor muymuş? | Open Subtitles | (هل قالت بأن اللعبة ضد (فيكيس معلّقة؟ |
Albert Fekus? | Open Subtitles | (ألبرت فيكس) |
- Albert Fekus. | Open Subtitles | (ألبرت فيكس) |