En azından, genç Felder'in polislere "parçalama yiğitliği" ile ilgili sunduğu gerekçe buymuş. | Open Subtitles | على الأقل، فيلدر الشاب قال للشرطة أن هذا كان دافعه "للقيام بعملية "الجز البطولي |
Görünüşe göre "kahraman" Max Felder yaptığı kahramanlığı böbürlenerek nişanlısına anlatmış. | Open Subtitles | اتضح أن ماكس فيلدر المقدام كان يتباهى بأعماله البطولية لخطيبته ... ثم قام الجبان بالاختباء مع عائلته |
Üzerinde silahla yakalandığında seni kurtarsın diye Syd Felder'ı tuttuğunu da biliyorum. | Open Subtitles | و كلف المحامي "سيد فيلدر" بإخراجك من تهمة السلاح |
Felder, buna gerek yok! | Open Subtitles | فيلدر لانحتاج الى ذلك |
Alo? Felder, ben Henry. | Open Subtitles | مرحبا فيلدر انا هنري |
Felder ailesine her zaman yardım etmişimdir. | Open Subtitles | لطالما ساعدت عائلة فيلدر |
Dan ve Stacy Felder. Ama olay açmazda. | Open Subtitles | (دان) و (ستايسى فيلدر) ، و لكنها نهاية مسدودة. |
Bayan Felder, neden size o şekilde yaklaşmış olabileceği hakkında bir fikriniz var mı? | Open Subtitles | سيدة (فيلدر) , ألديكِ أيّ فكرة ما كانت تنوي؟ |
Dr. Felder, o zaman üzerinde çalıştığın dava için büyük önem arz ettiğini not almış. | Open Subtitles | د. (فيلدر) لاحظّ بأنّها تشكل لكِ أهمّية لقضيّةٍ عملتِ عليها آنذاك. |
Önce Nick Felder'ı bulmak istemeleri umurumda değil. | Open Subtitles | لا أهتم إن كانوا يريدون إيجاد (نيك فيلدر) أولًا |
Adı Arthur Felder, 54 yaşında. | Open Subtitles | الاسم هو (آرثر فيلدر)، في الـ54 من عُمره. |
Ama bu Arthur Felder'in cinayetini çözmemize yardım etmeyeçek. Ne ile zehirlendiğini öğrenmek edecek. | Open Subtitles | لكن ذلك لن يُساعدنا على حل جريمة قتل (آرثر فيلدر)، وإكتشاف ما سُمّم به. |
Ama Ryan, Felder'in bodur yediğini söyledi. | Open Subtitles | لكن قال (رايان) أنّ (فيلدر) تناول فرخ الحمام. |
Tamam, Felder boduru sipariş ettiyse bıldırcını kim söyledi? | Open Subtitles | حسناً، إذن لو أنّ (فيلدر) طلب فرخ الحمام، فمن الذي طلب السمّان؟ |
Cory Harrison'un dairesindeki şişenin içinde Felder'i öldüren toksin var. | Open Subtitles | القنينة التي في شقة (كوري هاريسون) تحتوي على السُم الذي قتل (فيلدر). |
Dinle, Felder'in ölüm yoluna bakarsak benim adamlarımın yemeğin yapılışını izlemesini tercih ederim. | Open Subtitles | اسمع، نظراً للطريقة التي قتل بها (فيلدر)، فسأفضّل لو أشرفت جماعتي على إعداد الطعام. |
Felder Mexisolar fabrikasını ziyaret etseydi dolabı öğrenecekti. | Open Subtitles | لو أنّ (فيلدر) كان ذاهب لزيارة مصنع "ماكسيسولار"، فإنّه سيكتشف أمر الإحتيال. |
Arthur Felder parasının nereye gittiğini öğrenmek isteyinceye kadar. | Open Subtitles | حتى أراد (آرثر فيلدر) أن يرى أين تذهب أمواله. |
Görünüşe göre kurbanımız Arthur Felder belirsiz bir adam değilmiş. | Open Subtitles | إذن يبدو وكأنّ ضحيّتنا... (آرثر فيلدر)... لمْ يكن أكثر الرجال غُموضاً. |
Hedef aslında Felder değildi. | Open Subtitles | لمْ يكن (فيلدر) الهدف المقصود. |