| Beni hapseden fenerin yüzüğüne sahipsin. Aynı kaderle yüzleşeceksin. | Open Subtitles | أنت ترتدي خاتم الفانوس الذي سجنني، ستلاقي نفس المصير البائس. |
| Beni hapseden fenerin yüzüğüne sahipsin. Aynı kaderle yüzleşeceksin. | Open Subtitles | أنت ترتدي خاتم الفانوس الذي سجنني، ستلاقي نفس المصير البائس. |
| En işe yarar erişim tüneli bu. fenerin var mı? | Open Subtitles | هذا أقرب خط مجاري يوصلك للنفق، ألديك مصباح يدوي ؟ |
| Boşuna yürüyoruz. El fenerin var mı? | Open Subtitles | هذا عديم الجدوى، ألديك مصباح ؟ |
| Evet, fenerin üstünde saç ve kan izleri var. | Open Subtitles | نعم. وَجدتُ آثارَ الدمِّ و الشَعر هنا على نهايةِ هذا المصباح الكاشفِ. |
| Sen devam et. Ama GPS ve el fenerin olmadan. | Open Subtitles | أنت ستذهب مباشرة لكن بدون جهاز تحديد المواقع، او المصباح اليدوي |
| O fenerin tepesindeyken her şeyi bir kenara bırakırsak... | Open Subtitles | عندما كنت على قمة تلك المنارة وبرغم كل شيء آخر |
| Eğer sizin el fenerin modeli adltıbın belirlediğinden farklıysa temize çıkarsınız. | Open Subtitles | لو أنّ طراز مصباحك مُختلف عن الذي أشار إليه الطّبيب الشرعي كسلاحٍ للجريمة، فإنّك خارج هذا التّحقيق. |
| Bir fenerin yanında duruyordu ve bana doğru döndü ve bir gölgenin altında dikiliyordu. | Open Subtitles | وقف بجانب فانوس وإستدار نحوي، وكنتُ أقف في الظلّ. |
| Daha sonra misafirleriniz, sizin için dileklerini bu fenerin içine atacaklar. | Open Subtitles | ومن ثم ضيوفكم يكتبون امانيهم لكم داخل الفانوس |
| Çünkü büyük fenerin içine saklanmış. | Open Subtitles | هذا لأنه مختبأ داخل هذا الفانوس الضخم |
| fenerin taşıyıcısı ol... ya da kardeşinin yok oluşunu seyret. | Open Subtitles | تولى مهمة حامل الفانوس... أو شاهد أخيك يموت |
| El fenerin var mı? | Open Subtitles | ألديك مصباح كاشف؟ |
| fenerin mi vardı? | Open Subtitles | أنت هَلْ عِنْدَكَ a مصباح كاشف؟ |
| El fenerin var. | Open Subtitles | لاترتعبي لديكِ مصباح ضوء |
| Jimmy, fenerin var mı? Murphy, gel haydi. Sen de. | Open Subtitles | هل معك المصباح تعال انت ايضا يا ميرفي |
| "fenerin pillerini çalmış"... | Open Subtitles | سرقت البطاريات من المصباح اليدوي. |
| Her Pazar beni fenerin orada bekle, olmaz mı? | Open Subtitles | انتظرني عند المنارة كلّ يوم أحد، حسناً؟ |
| Bölmek istemezdim, size bir şey söyleyebileceğini düşündüm, ama onu, fenerin yanında bulduk denize taş atıyordu. | Open Subtitles | لم أرد أن أقاطعكما , خِلتُ ... بأنّهاقد تخبركبشيء,لكن , وجدناها أسفل المنارة تتخطى الحجارة |
| El fenerin yanında değildi! | Open Subtitles | في ذلك الوقـت لم يكـن لديـك مصباحك اليدوي |
| El fenerin hazır mı? | Open Subtitles | هل مصباحك الكاشف جاهز ؟ |