Adadan çıkmanın tek yolu feribot ve bu da onların ellerinde. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة للخروج من الجزيرة هي العبارة , وهم يتحكمون بذلك |
feribot kalkıyor, adamlarımdan biri ortalıkta yok. | Open Subtitles | العبارة على وشك الرحيل أحد رجالى لم يأتى |
Öyle durma. Kararını ver, feribot beklemez. | Open Subtitles | لا تقف هكذا فحسب أتخذ قرارك بسرعة , العبارة لن تنتظرك |
Adanın tamamı, New York'tan beş dakikalık feribot seferlerine açık. | TED | وشغلت هذه المساحة من الأرض والتي تقع على بعد 5 دقائق بواسطة العبّارة. |
Ameliyathaneye ihtiyacımız var. - feribot yaralıları geliyor. - Tamam. | Open Subtitles | سنحتاج غرفة العمليات من أجل المصابين في حادثة العبّارة |
Açık köprü ya da feribot bulana dek Hudson boyunca gideceğiz sonra Hudson nehrini geçip Connecticut'ın arka yollarından Boston'a kadar gideceğiz. | Open Subtitles | حتى نعثر على جسر أو عبّارة ثم سنعبر إلى هدسون و من ثم سأسلك الطرق الخلفية عبر ولاية كونكتيكت وصولاً إلى بوسطن |
feribot aşağıda sizi bekliyor istediğiniz zaman gidin. | Open Subtitles | العبارة هناك في انتظاركم وقتما تشاءون الرحيل |
İlk feribot 20 dakika içinde kalkıyor. | Open Subtitles | ونحن يجب كتاب. في وقت مبكر العبارة الطيور في 20 دقيقة. |
Çünkü o feribot kurbanı gibi görünmeliydi. | Open Subtitles | لان اردت ان تبدو وكانها احدي ضحايا العبارة و الرصاصة لن تجعلها كذلك |
Unutma, feribot Mardi Gras karnavalının düzenlendiği Salı günü, saat 1 0:50'de patlıyor. | Open Subtitles | حسنا، تذكر ان العبارة قد انفجرت في في الساعة 10: 50 من صباح يوم الثلاثاء |
feribot hareket halindeyken... yolcuların araba güvertesine girmesi yasaktır. | Open Subtitles | لا يسمع للركاب بالبقاء بمنطقة تحميل السيارات على العبارة |
Son feribot gitmişti, iki buçuk gibi bıraktım onu. | Open Subtitles | لقد فاتته العبارة,وأوصلته هناك حوالى الثانية والثلث. |
7 yaşında kimliği belirsiz feribot kazası yaralısıymış. | Open Subtitles | على مجهول الهوية من حادث تصادم العبّارة , عمره 7 سنوات |
feribot Yolculuk Süreleri KUZEYBATI | Open Subtitles | أوقات عمل العبّارة متاجر الأسماك في الشمال الغربي |
Pekâlâ, beyler, adaya erişmenin tek yolu feribot. | Open Subtitles | حسنٌ، يا رفاق، الوسيلة الوحيدة للوصول لهذه الجزيرة عبر العبّارة |
Tüm yolcuların güvenlikleri için, basamaklardan, rampalardan ve iskeleden... feribot tamamen duruncaya kadar uzak durmaları gerekmektedir. | Open Subtitles | حفاظاً على سلامتكم على جميع الركاب البقاء بعيداً عن الدرج والسلالم حتى تتوقف العبّارة تماماً عند المحطة |
Avustralyalı Back to Back bir zihinsel engelliler topluluğu. Onların harika gösterilerini New York'ta Staten Island feribot Terminali'nde sıkışık bir zamanda izledim. | TED | "باك تو باك" شركة أسترالية تضم أشخاص معاقين ذهنيا، شاهدت عرضهم في محطة عبّارة جزيرة "ستاتن" بنيويورك في ساعة الذروة |
Bir adam, körfezin orada bir sahil koruma olduğunu ve adalara feribot kaldırdığını söyledi. | Open Subtitles | هناك رجل قال لنا أن خفر السواحل متمركز على الخليج ويرسل عبّارات إلى الجزر |
İnsanlar ya karadan ya da havadan gider. Birkaç feribot servisi var, ama onları da kontrol ediyoruz. | Open Subtitles | الناس أما يقودون السيارات أو يطيرون هناك القليل من العبارات البحرية ولكننا تفحصنا |
Seçim merkeziyle feribot arasındaki bütün benzin istasyonlarını bulalım. | Open Subtitles | اعثر على كافة محطات الوقود بين مقرات الحملة الانتخابية و العباره |
6 haftadır burada yaşıyorum ama feribot olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | أعيش هنا منذ ستة أسابيع و لم أكن أعرف أن هناك قوارب |
Hayır, dinle, feribot servislerinin çevresel zararı yolcu gemilerinin yanında sönük kalır! | Open Subtitles | كلاّ، إستمعوا إليّ، الخطر البيئي، في خدمة المُعدّية يتضاءل بالمقارنة -مع السفن السياحيّة ! |
feribot Doğu Ekspresi bağlantısı için, birazdan İstanbul limanından ayrılacak. | Open Subtitles | السفينه بوسبورس ستغادر قريبا من محطة سيركيسى بإسطنبول للربط مع قطار الشرق السريع |
Otobüs durakları, tren istasyonları, feribot, havaalanları... | Open Subtitles | الحافلات و محطات القطارات و العبّارات و المطارات |
Eski Staten Adası feribot iskelesinden bize ışıkla sinyal veren biri var. | Open Subtitles | أرى شخص ما ومعه ضوء يلوح لنا بجانب دعامة معدية جزيرة ستاتن |