"fişi" - Translation from Turkish to Arabic

    • إيصال
        
    • القابس
        
    • الإيصال
        
    • المقبس
        
    • السدادة
        
    • فاتورة
        
    • قابس
        
    • موصول
        
    • الفاتورة
        
    • ايصال
        
    • قسيمة
        
    • الرقاقة
        
    • السدادةَ
        
    • الكابل
        
    • طوابع
        
    Ya büyük bir bahşiş bırakıyorum ya da kuru temizleme fişi. Open Subtitles أنا إما ترك معلومات سرية كبيرة جدا أو إيصال التنظيف الجاف.
    Matbaadan alacağın programların fişi. Open Subtitles نعم,إيصال الجداول الأشياء التي كنت أنت ستشتريها
    Ben de fişi takmak için arkaya gittim, arka kapak düştü ve-ve işte oradaydı. Open Subtitles فعندما ذهبت لأضع القابس الكهربائي سقط الجانب الخلفي ورأيتها
    Bu fiş polis dosyasına konuldu, bir kopyası da savcının dosyasına konuldu fakat onlar bu fişi savunma avukatına hiç vermediler. TED وقد وُضع هذا الإيصال في ملف الشرطة، ووُضعت نسخة منه في ملف المدعي العام، ولم يعطوها أبدًا إلى محاميه.
    Duydun mu? Üç fazlıymış. fişi değiştir. Open Subtitles ألم ترَ بأنّه ثلاثيّ المدخل إذاً إذهب لتغيير المقبس
    - Evet! Ama Krispy Kreme'leri kadar reyting alırsa, fişi çekerim... Open Subtitles لكن إذا هو كلّ مواقف الصيانة في كريسبي كريم، أسحب السدادة...
    Ya büyük bir bahşiş bırakıyorum ya da kuru temizleme fişi. Open Subtitles أنا اما اترك بقشيش كبير جداً أو فاتورة الغسيل الجاف
    Küçük bir dükkan fişi, Lindsay teleferikte bulmuş. Open Subtitles ليس لفترة طويلة. ومن إيصال بوديغا ليندساي تم جمعها من الترام.
    Hediye fişi olmadan nasıl paranı geri alacaksın? Open Subtitles وكيف ستحصل على مقابل دون إيصال هدية أيها الأحمق؟
    Bir keresinde cebinde Hooters fişi bulmuştum. Open Subtitles لقد وجدت ذات مرة إيصال فتيات عاهرات في جيب سترته
    fişi çekmemi istiyorsan bir kere gözünü kırp. Open Subtitles اغمزي مرة إذا اردتني ان اسحب القابس الكهربائي
    "Dinle Randy" yok, "asla" yok ve üstünde hüzünlü, fişi çekin resmi olan el ilanları yok. Open Subtitles ولا كتيّبات عليها صورة انتزاع القابس المحزنة يقام الناس من الأموات طوال الوقت
    fişi çekmemizin onun için en iyisi olduğunu düşündük. Open Subtitles قرّرنا أنه من الأفضل أن نسحب القابس وندعها ترقد بسلام
    Diş macunu ve deodorant. fişi duruyor. Open Subtitles معجون الأسنان و مزيل الرائحة ، لدي الإيصال
    Pekâlâ; tescil belgesi, ön cam etiketi ve fişi burada. Open Subtitles حسناً، إليك الإستمارة، وملصق النافذة، الإيصال.
    Yanı başımda aklımı kaçırdığımı düşünen ve fişi çekmek isteyen patronlarım var. Open Subtitles لدي زعماء يحاولون سحب المقبس لأنهم يظنون أنني فقدت عقلي.
    fişi çekmekte tereddüt etmeyecek tek tanıdığım sensin. Open Subtitles أنتِ الوحيدة التي أعرفها التي لن تتردد في سحب السدادة
    Lütfen bekleyin, yakında bir yemek fişi alacaksınız". Open Subtitles نرجو منكم الصبر, وستتسلمون فاتورة الطعام.
    Demek istediğim, sevdiklerimizin hayatı bazılarının sadece bir fişi çekmesine bağlı... Open Subtitles أقصد, من الصعب عليهم جذب قابس من يحبونهم
    Bunun fişi takılı mı? Open Subtitles حسناً , أتعلم ماذا ؟ هل هذا الشيء موصول بالكهرباء ؟
    Şu eski fişi verin, efendim. Open Subtitles سيدي, إعطني تلك الفاتورة القديمة
    Bu antika bir akik taşla, elmas bir yüzüğün rehinci fişi... hâlâ kayıp olan iki şey. Open Subtitles هذا ايصال من محل مجوهرا بقيمة النقش على احد الخواتم الماسية الموضوعين الوحيدين الذى تم فقدانهم
    Şuna baksana. Bir kiralık kasa fişi bırakmış. Open Subtitles يجب أن تلقى نظرة على هذا لقد تركت قسيمة إيداع
    Cebindeki fişi çıkar ve bak. Hadi. Open Subtitles القِ نظرة على الرقاقة التي في جيبك
    Ama bitti artık. fişi çekiyorum. Open Subtitles لَكنَّه إنتهى انا سأَسْحبُ السدادةَ أوه ذلك
    fişi çekip, evine gidemezsin! Open Subtitles لا تستطيع أن تنتزع الكابل و تعود للمنزل.
    Nakit para alıyor, yemek fişi ya da bağış çeki değil. Open Subtitles نعم، وهو جَمعَه في أصيلِ العملة، لَيسَ lOUs أَو طوابع غذاءِ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more