"fiyakalı" - Translation from Turkish to Arabic

    • الفاخرة
        
    • فاخر
        
    • فاخرة
        
    • الفاخر
        
    Birkaç yıldır giyip dolandığın o fiyakalı takım elbise içi boş bir üniforma gibi. Open Subtitles تلك البزة الفاخرة التي كنت ترتديها وتتجول بها قبل سنتين كما لو أنّها بزة الإعدام.
    Herhalde fiyakalı bir özel okulda işe girmiştir. Open Subtitles من المحتمل أنها وجدت لها وظيفة في أحد تلك المدارس الفاخرة السخيفة
    Arkadaşıma da bir bira ver. Şu fiyakalı ithal biralardan. Open Subtitles أعطي لصديق جعة ايضاً من تلك الفاخرة هناك
    Fakat temelde fiziğe ilişkin konuşmalarımızı değiştirmeliyiz. Şunu anlamalıyız ki fizik garip insanlarla ve garip hiyerogliflerle fiyakalı laboratuvarda uzağımızda değil. TED ولكن بشكل أساسي، الشي الذي نحتاج تغييره في طريقة تحدثنا عن الفيزياء، هو أننا نحتاج أن نفهم أن الفيزياء ليست موجودة مع غريبي الأطوار والهيروغليفيات الغريبة لشخص آخر في مختبر فاخر.
    "fiyakalı" kelimesini daha önce hiç kullanmamıştım ama. bu bina fiyakalı. Open Subtitles لم أستخدم من قبل كلمة "فاخر" من قبل لكن هكذا هو المبنى، فاخر
    Yeterince biriktiğinde hepsini öğütüp yanında ayırmadığı fiyakalı viski şişesine attım. Open Subtitles ادخرت ما يكفى ووضعتهم فى زجاجة خمر فاخرة حتى لا يلمس احد اخر
    Sütlü kahvenin fiyakalı söylenişi işte! Open Subtitles هذه طريقة فاخرة لقول قهوة بالحليب
    Sıcak bir kulüpte fiyakalı bir gece geçirmek mi yoksa soğuk bir odada denizcilerle terlemek mi? Open Subtitles تريد قضاء الليلية في أحد الأندية الفاخر المثيرة أو تعرق رجال البحرية في غرفة باردة؟
    Ülkenin bir ucundan, bu fiyakalı partiye büyük edebiyat dâhisi oğlumu onurlandırmak için geldim, çünkü seninle gurur duyuyorum. Open Subtitles لقد اتيت كل هذا الطريق عبر البلد لهذه الحفلة الفاخرة حيث يحتفلون بابنى الشخصية المهمة والاديب العبقرى لانى فخور بك
    O fiyakalı banyo tuzlarınla küveti hazırlar mısın bana? Open Subtitles هل تستطيع رجاءً أن تجهز لي مغطسًا مع أملاح الاستحمام الفاخرة تلك التي لديك؟
    Şey, kendisi muhtemelen dışarıda yeni fiyakalı kredi kartıyla oynuyordur, Open Subtitles ربما أنه يلعب ببطاقته الفاخرة
    tanınmış bir suçlu fiyakalı bir otelde kalıyor. Open Subtitles مجرم معروف يقيم في فندق فاخر
    fiyakalı bir yer mi yoksa kuytu bir yer mi? Open Subtitles حسناً, فاخر او ثقب في الجدار؟
    Çok fiyakalı bir yer değil mi? Open Subtitles مكان فاخر اليس كذلك؟
    Eminim fiyakalı bir yerdir. Open Subtitles في مكان فاخر بالتأكيد
    Bay George, hem fiyakalı bir araba kullanıp hem de kira borcunuz olmasını açıklayabilir misiniz? Open Subtitles سيد (جورج),هل يمكنك ان تفسر لي كيف انك تقود سيارة فاخرة مازلت تدين لي بالمال؟
    Bensonhurst'un en iyi şarap dükkanlarını fiyakalı olarak kabul edersen ancak. Open Subtitles أن كنت تعتبرين مستودعات (بنسنهارست) مطاعم فاخرة
    Şimdi fiyakalı komşularla yaşar artık. Open Subtitles سيبقى عند الجار الفاخر الآن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more