"flaş" - Translation from Turkish to Arabic

    • فلاش
        
    • عاجل
        
    • الفلاش
        
    • عاجلة
        
    • الوميض
        
    • القرص
        
    • ضوئية
        
    • الفلاشه
        
    • التخزين
        
    • ومضة
        
    • وميض
        
    • اليو
        
    • موجز
        
    • الفلاشة
        
    • وفلاش
        
    Bu şey 40 adım da Flaş etki alanı var. Open Subtitles هذا الشيء لديه فلاش يغطي دائرة نصف قطرها 40 قدمًا،
    Sadece bir Flaş çakacak ve her şey eski haline dönecek. Open Subtitles .مجرد فلاش صغير و سيعود كل شئ لسابق عهده
    Şimdi Milano'dan bir Flaş haber paylaşıyoruz. Open Subtitles جديدة على ذو الدخل الأكبر من ثمانية ملايين ليرة وهذا خبر عاجل من مكتبنا بميلان
    Gerçek anlamda. Bilgisayarın hafızasındaki bütün bilgileri emiyor. Ve içindeki Flaş bellek kartına gönderiyor. Open Subtitles بشكل حرفى.انه يمتص المعلومات من القرص الصلب الى الفلاش رام.
    Çığırtkan Şebek Araştırma Laboratuvarı'nda Flaş gelişme! Open Subtitles اخبار عاجلة ، نتحدث اليكم من مختبر القردة
    Tabureyi doğru yüksekliğe ayarlıyorsun ve Flaş patlayınca bitiyor. Open Subtitles تدير الكرسي الى الارتفاع الصحيح يبدأ الوميض وتموت
    Siyah Siren'in düşüşü, Flaş'ın onu yakalayışı sonra KediAdam'ın Sir Swami'yi aşağı atması Open Subtitles عندما سقط الأسود صفارة الإنذار واشتعلت فلاش لها، ثم القط رجل خرج السير سوامي قبالة المنطاد.
    Flaş patladıktan sonraki göz kamaşması gibi. Open Subtitles تقريبا مثل ومضة على شبكية العين جرّاء فلاش الكاميرا
    Gazete başlığını okumaya yetecek kadar parlak bir ışık. Bir yansıma, Flaş. Open Subtitles ساطع بما فيه الكفاية , لقراءة عناوين الصحف إنعكاس أو فلاش
    Flaş haber. Şirket yöneticilerinin işlediği suçlar, bu sezon Hollywood'un da gözdesi. Open Subtitles خبر عاجل جرائم رجال الأعمال هي أهم أخبار الموسم
    İyi bir plana ihtiyacım var. Paniğe neden olmak istemem. Flaş haber, mahvolduk. Open Subtitles أريد خطة جيدة الآن، لا أريد التسبّب بحالة هلع. خبر عاجل:
    Yeni ulaşan Flaş haber, Long Beach yakınlarında bir adam öldüresiye dövüldü. Open Subtitles نبأ عاجل من لونج بيتش ضُرب رجل حتى كاد يفارق الحياة وننتقل إلى مسرح الجريمة مع مراسلتنا
    Flaş bombası geçici olarak duymayı ve görmeyi zayıflatır. Open Subtitles قنبلة الفلاش بانج اليدوية.. تُحدث ضعف مؤقت فى السمع والنظر.
    Forrest'in işi senin Flaş belleği Sözcü Buell'e iletmek ve Beyaz Saray'da onunla birlikte sunmaktı. Open Subtitles مهمة فوريست أن تأخد الفلاش إلى سبيكر بيول وعرضها معه
    Flaş haber, geçen yaptığımız o kadar iyi sona ermedi. Open Subtitles أخبار عاجلة: آخر مرة فعلناها، لم ينتهي الأمر على نحواً جيد.
    "Flaş haber: Beyaz Saray'da iki patlama. Barack Obama yaralandı." TED فحواها: "أخبار عاجلة: غارتان استهدفتا البيت الأبيض وأدى القصف لإصابة باراك أوباما."
    Hayır. Dur. Başının arkasındaki Flaş canını mı sıktı? Open Subtitles لا لا لا لا ذلك الوميض وراء ظهرها يضايقك أنه فقط؟
    Anlaşılan, dosyalar Paraguay'daki bir Flaş diskin içinde. Open Subtitles ويبدو أن الملفات موجودة في القرص في باراغواي.
    Böyle bir ortama Flaş bombasıyla falan girilmez. Open Subtitles لا يمكنكم إقتحام مكان بقنبلة ضوئية وسط غرفة ملئية بالأطفال.
    - Bende! Bende! Flaş bellek bende. Open Subtitles انها معي ,انها معي ,انها معي "الفلاشه" معي
    Bu Flaş belleği su hasarından tanıdım. Open Subtitles انا اتعرّف على قرص التخزين هذا من ضرر الماء
    Sen bir ışık Flaş gördüğünü polis raporu belirtilen. Open Subtitles . لقد ذكرت في تقرير الشرطة أنك شاهدت ومضة ضوء
    Lazerli Flaş ile kameraları etkisiz hale getirip plazma meşalesiyle kapıyı kesmişler. Open Subtitles لقد أستعملوا وميض الليزر لكي يُعموا الكاميرا وشعلة البلازما للعبور من البوابة
    Flaş belleği ona verme. Open Subtitles لا تعطيه اليو اس بي ، هل تفهمني ؟
    Flaş haber. Onu ikinci kez ıskalamam. Open Subtitles و هذا موجز الأنباء لن اُخطئ في إصابة إبنتك مره اُخرى
    - Flaş sürücüsünü Bay Greene'den alan bazı çok küçük tüylü ortaklarım var. Open Subtitles لدي بعض الاصدقاء اصحاب الفراء اعفي , سيد كرين من قرص الفلاشة
    Y.F. ve Flaş orda değil miydi? Open Subtitles لم تكن جى ال وفلاش الى هناك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more