Aynı zamanda beslenmemiz lazım ve şimdiden kışlık erzaklarını tüketmeye başladık Floki. | Open Subtitles | -نحن بحاجة للأكل . ونحن نأكل من طعامك الذي أدخرته للشتاء (فلوكي). |
Durum şu ki, Floki sana güvenebileceğimden tam olarak emin değilim. | Open Subtitles | الأمر وما فيه يا (فلوكي)، لستُ متأكدًا أن بإمكاني الوثوق بك. |
- Hayır sana kızgınım, Floki! Ama onun da bir faydası yok. | Open Subtitles | (نعم ، أنا غاضبة منك (فلوكي لكن هذا الامر لا يجدي أيضاً |
Çünkü öylesin sevgili Floki. | Open Subtitles | ذلك لانك بالفعل وسط اصدقائك عزيزي فلوكي |
Yapabilirsin değil mi Floki? | Open Subtitles | تستطيع فعل ذلك فلوكي أليس كذلك ؟ |
Floki gidecek kadar deliyse sanırım ben de takip edebilirim. | Open Subtitles | حسنٌ، إن كان (فلوكي) مجنوني كفاية كي يذهب، أظنني سأتبعه. |
Tüm diğer özelliklerinin... ..yanında Floki aynı zamanda bir gemi ustasıdır. | Open Subtitles | (فلوكي) هو بنّاء قوارب إضافةً لأمور أخرى |
Floki gemi inşa eder. Pek çok şeyin yanında tabii. | Open Subtitles | (فلوكي) هو بنّاء قوارب إضافةً لأمور أخرى |
Floki'nin sihri sayesinde yaraları iyileşmeye başladı. | Open Subtitles | لكن جراحه بدأت بالشفاء -الشكر لسحر (فلوكي ). |
Floki birbirimize karşı dürüst olabiliriz, değil mi? | Open Subtitles | (فلوكي) نستطيع أن نكون صريحين مع بعض أليس كذلك؟ |
Floki diğer şeylerin yanında. ...bir tekne yapımcısı. | Open Subtitles | (فلوكي) هو بنّاء قوارب إضافةً لأمور أخرى |
Floki, tanrıların huzurunda bu kadınla evlenmek istediğine yemin ediyor musun? | Open Subtitles | (فلوكي)، أتقسّم بالآلهة أنكَ تريد الزواج من هذه المرأة؟ |
Floki birbirimize karşı dürüst olabiliriz, değil mi? | Open Subtitles | (فلوكي) نستطيع أن نكون صريحين مع بعض أليس كذلك؟ |
Yani onu senin tanrıların öldürdü. Hayır, Floki onu kıskançlıktan öldürdü. | Open Subtitles | قتلته آلهتك - لا، قتله (فلوكي) بداعي الغيرة - |
Floki Hıristiyan bir krala ve Hristiyan bir Tanrıya hizmet için kendi Tanrılarımıza ihanet ettiğimizi söylüyor. | Open Subtitles | فلوكي) يقول أننا خنا آلهتنا لخدمة) ملك مسيحي وإله مسيحي. |
Floki'nin aksine ben Tanrılar adına konuşabileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | على عكس (فلوكي)، لا أظن من حقي التحدث بلسان الآلهة. |
Floki beni Odin'le tehdit ediyor. Ama Tanrı'yla yüz yüze geldiğimde utanacak olan ben değilim. | Open Subtitles | (فلوكي) يهددني بـ(أودين)، ولكنّي لا أخجل مواجهة الإله وجهًا لوجه. |
Seni dinleyebilecekken Floki. | Open Subtitles | (ليس وهو بإمكانه الاستماع لكَ يا (فلوكي! |
Bu durumda sen de Floki, duvarlara tırmanmak için ne gerekiyorsa onların yapımından sorumlu olacaksın. | Open Subtitles | في هذه الحالة يا (فلوكي)، ستكون مسئول عن صنع ما قد نحتاجه لتسلق هذه الجدران. |
Ağzın yalanla dolu Floki. Seni zavallı ahmak. | Open Subtitles | {\pos(190,200)} إن فمك مليء بالأكاذيب يا (فلوكي)، يا أيها الساذج المسكين. |