"folyo" - Translation from Turkish to Arabic

    • ورق القصدير
        
    • الألومنيوم
        
    • المعدنية
        
    • بورق
        
    • ورق الألمنيوم
        
    • ورقائق
        
    • ورقِ
        
    Kızlar folyo giymişlerdi. Open Subtitles البنات في نادي النساء يلبسون ورق القصدير.
    Güzel. Yani folyo bikinilerden giymeye devam edebileceksin. Open Subtitles جيد، إذاً ستتمكنين من لبس بكيني ورق القصدير.
    Kafasına folyo şapka takmayan belediye hayranı. Open Subtitles معجبة من العامة لا ترتدى قبعة من الألومنيوم
    Pardon, kafamdaki alüminyum folyo şapkayı çıkarayım ben. Open Subtitles أنها تُخطط للسيطرة على العالم و إنشاء نظام عالمي جديد. آسفة، سأنزع أوراق الألومنيوم.
    Ya da hafta sonları takmayı sevdiğim alüminyum folyo şapka gibi. Open Subtitles أو مثل القبعة المعدنية التي أحب ارتدائها في العطل الأسبوعية؟
    Neden seni aliminyum folyo ile kaplamıyoruz, sende böylelikle yemek artığı gibi görünürsün. Open Subtitles لماذا لا يمكننا أن نحيطك بورق فويل ونذهب هكذا؟
    - folyo şapkalar sizce çok mu garip? Open Subtitles أتعتقد أن قبعات ورق الألمنيوم بتلك الغرابة؟
    Çok karmaşık olan alarm sistemlerinde baypass yapmak için cam kesicisi, folyo yaprağı ve silikon gibi düşük teklojik aletler kullanmış. Open Subtitles ورقائق القصدير والسيلكون ليتجنب بعض نظم الإنذار المعقدة جداً.
    Alüminyum folyo gibi. Onu kaybettiğin günü hatırlıyor musun? Open Subtitles مثل ورقِ قصدير الألمنيومِ، يَتذكّرُ ذلك الوقتِ فَقدتَ ورقَ قصدير الألمنيومَ؟
    Hırsızlar, güvenlik sistemini atlatmak için folyo kullanıyordu. Open Subtitles اللص استخدم ورق القصدير من أجل اختراق نظام الأمن.
    Benim olduğundan eminim çünkü folyo "T" şeklindeydi. Open Subtitles وانا اعلم انها لي لان ورق القصدير "له شكل الحرف"ت
    Portakal suyu, kaşık, folyo. Bir eroinmanın... Open Subtitles عصير برتقال ، ملاعق ، ورق القصدير
    folyo kullanıyoruz. Open Subtitles نستخدم ورق القصدير
    ...yani hoparlör kablosu ve alüminyum folyo ile neredeyse gezegeni yok etmiş olman. Open Subtitles كنت وشيكاً من تدمير الكوكب بأكمله بكابل مكبر الصوت. ورقائق الألومنيوم
    Hepsi folyo kapsüllerde gümüş nitrat ve sarımsak ekstresi ile doldurulmuş. Open Subtitles الكلّ مزود بكبسولات الألومنيوم في الطّرف تملأ بنترات الفضّة, و مستخلص الثّوم .
    Kusura bakmazsan, folyo şapka giyen bir kaç komplo manyağının yanında durmaktan daha önemli işlerim var benim. Open Subtitles إذاً فلو سمحت لي، لديّ عدة أعمال أكثر أهمية لأقوم بها... من الجلوس مع مجموعة من الأناس المخابيل بنظريات المؤامرة، مرتدين قبعات من الألومنيوم!
    - folyo şapka birliğinin bir parçası. - O da ne? Open Subtitles إنهم جزء من جماعة القبعات المعدنية
    folyo şapka birliği, bu adama kaynak mı sağlıyormuş? Open Subtitles مؤسسة القبعات المعدنية تمول هذا الرجل؟
    Belki bir paket sigara verip alüminyum folyo alabiliriz. Open Subtitles قل , ربما يمكننا مقايدة علبة سجائر بورق القصدير
    Alüminyum folyo ile Kahve öğütücüsünde karıştırınca, Open Subtitles مخلوطة بورق من القصدير مطحونة في مطحنة قهوة
    Ama ya potasyum klorat ve sülfürik asit alüminyum folyo katmanlarıyla birbirinden ayrıldıysa? Open Subtitles لكن ماذا لو كانت هناك طبقات من ورق الألمنيوم تفصل بين كلوريد البوتاسيوم وحمض الكبريتيك...
    Lanet folyo. Open Subtitles إلعنْ هذا ورقِ القصدير.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more