Sonra o gece Fortsman'a gittiğimde eğer parayı denizaşırı geçirmezsem anlaşmanın iptal olacağını söyledi, ben de kabul ettim. | Open Subtitles | وعدت لاحقاً في تلك الليلة وقال لي (فورستمن) حوّل المال إلى الخارج وإلا سيبطل الاتفاق لذلك قمت بفعل الأمر. |
Yapmasan da yapacaksın çünkü Fortsman bir kârı olmadıkça boş yere para saçmaz. | Open Subtitles | إذا لم تقم بذلك بعد، ستفعل لاحقاً لأنّ (فورستمن) لا يلقي بنقوده دون أن يحصل على مقابل |
Fortsman karşılığında bir şey almadan etrafa para saçmaz. | Open Subtitles | (فورستمن) لا يلقي بنقوده دون أن يحصلُ على مقابل. |
Mike, Fortsman'a gittiğinden beri onunla konuşmadın. | Open Subtitles | إنكَ لم تتحدثُ معه منذ أن جعل (مايك)يذهبُ إلى(فورستمن). |
Fortsman karşılığında bir şey almadan etrafa para saçmaz. | Open Subtitles | (فورتس مان) لا يلقي المال هكذا هباءً دون أن يحصل على أي شيء بالمقابل |
Fortsman'ın parasını alma fikrini kullanmak istiyorsun. | Open Subtitles | أنت تريد أن تستخدم فكرة مال (فورتس مان) لعقد الصفقة |
Fortsman para karşı tarafın eline geçmeden önce İsviçre ve Caymanlar üzerinden geçirmek istiyor. | Open Subtitles | يصرّ (فورستمن)بأن أذهب بالمال عبر سويسرا وجزر كايمان قبل أن تخرج بالجانبِ الآخر. |
Bu Fortsman belgesini dosyaların dibine gömüyorum. | Open Subtitles | إنني سأخذ مستنداتِ (فورستمن)هذه، وسأدفنها بأحشاء هذه الملفات. |
Bir daha Gillis Endüstri, Sean Cahill, Charles Fortsman adlarını duymak istemiyorum. | Open Subtitles | ولا أريدُ بأن أسمع بشأنِ صناعاتِ (غيلس)و(شون كاهيل). و(تشارلز فورستمن)مجدداً. |
Böylece Fortsman'ın parası hiç denizaşırı bir yere gitmemiş sen de hiç bulaşmamış olacaksın. | Open Subtitles | (هذا يجعل أمر الدفع لـ(فورستمن لم يذهب لأي حسابات خارجية وأنك لم تأخذ منها أي شيء |
- Bay Fortsman, Mike Ross. | Open Subtitles | (سيد (فورستمن)، أنا (مايك روس كلاّ |
Fortsman ile aynı yatağa yatarak büyük bir hata yaptığını söylemeye geldim. | Open Subtitles | لقد أتيت لإخبارك بأنّك ترتكب خطئاً كبيراً (في الدخول في علاقة مع (فورستمن - لقد كنت أعرف ذلك - مايك)، أنت لا تعرف ذلك الشخص) |
Mike'ı Fortsman'a yönlendirdiğim için hâlâ kızgın biliyorum düşündüm de belki bu- | Open Subtitles | أعلمُ بأنه متضايقٌ منيّ لجعلِ (مايك)يذهبُ إلى (فورستمن) لكنّ إعتقدتُ بأنه ربما لو قد... |
Dün gece Fortsman'ın parasını kabul etti. | Open Subtitles | لقد أخذ مال(فورستمن)ليلةَ البارحة. |
- İlk önce Fortsman'ın parasını almadın. | Open Subtitles | بالبداية لم تنقل أموال (فورستمن). |
Mike, Fortsman ile anlaştı ve onun 4 milyar doları var. | Open Subtitles | إنّ (مايك)نجح مع(فورستمن)وأخذ 4 مليار. |
Fortsman ile gizli bir anlaşma yapmış. | Open Subtitles | قام باتفاق غير قانوني مع (فورستمن). |
Konu Fortsman'sa hep daha fazlası olur. | Open Subtitles | لأن مع (فورستمن) هنالك المزيد دائماً. |
Fortsman'ın parasını daha almadın. | Open Subtitles | أنت لم تأخذ مال (فورتس مان) بعد وهو موجّه مسدس إلى رأسك |
Amy, o hisselere teklif verdiğim an Fortsman'ın parasını almış olurum. | Open Subtitles | (آيمي) عندما استولي على تلك الأسهم فأنا استوليت على مال (فورتس مان) |