"fotoğrafını gördüm" - Translation from Turkish to Arabic

• رأيت صورة
• رأيت الصورة
• رأيت صور
• رأيت صورتك
• رأيت صوره
• رأيتُ صورة
• رأيت صورتها

Ürün alamadığınızı biliyorum. Hasat fotoğrafını gördüm.
أعلم بأن محاصيلكم فشلت لقد رأيت صورة الحصاد

Şöyle ki... Gazetede takımın fotoğrafını gördüm, Ve biraz ilginçti.
رأيت صورة للفريق فى الجريدة وكانت نوعا ما شيقة

Kız arkadaşının tangalı bir fotoğrafını gördüm.
لقد رأيت صورة لصديقتها وهي بثيابها الداخلية

fotoğrafını gördüm ve sana o kadar çok benziyor ki.
رأيت الصورة وكانت تشبهك.

Televizyonda yüzünüzü gördüğüm ilk andan itibaren dava dosyalarını okudum oğlunuzun fotoğrafını gördüm.
منذ أن رأيت وجهكِ على التلفاز في ذلك اليوم الأول، قرأت ملفات القضية، رأيت صور ابنكِ

Lisedeki Güney Pasifik canlandırmanızdaki fotoğrafını gördüm.
رأيت صورتك في حفل مدرستك الثانوية عن جنوب المحيط الهادئ

Ölen oğlunu tutan bir adamın fotoğrafını gördüm.
رأيت صوره لرجل حامل ابنه الصغير الذي مات

Eski bir külüstürün önünde durduğun bir fotoğrafını gördüm ve senin olduğunu tahmin ettim.
لقد رأيتُ صورة لكَ أمام أحد العربات العتيقة و افترضت فقط أنها لكِ

Bu adamın bir kaç yıl öncesine ait bir güvenlik görüntüsü fotoğrafını gördüm.
لقد رأيت صورة من كاميرا مراقبة لهذا الرجل منذ بضعة أعوام

- Evindeyken kızının fotoğrafını gördüm.
عندما كنت في منزلها , لقد رأيت صورة لإبنتها

Los Angeles Times'ta resmin bir fotoğrafını gördüm.
رأيت صورة للوحة بــ"إل إيه تايمز"، حسناً؟

Bu arada ofisinde karının fotoğrafını gördüm.
بالمناسبه رأيت صورة زوجتك في المكتب

Sadece fotoğrafını gördüm o kadar.
فقط رأيت صورة ,هذا كل ما في الامر

Pakistan Büyükelçiliğinde çekilen bir fotoğrafını gördüm.
لقد رأيت صورة لك في السفارة الباكستانية

fotoğrafını gördüm. Değeri ne kadar?
.لقد رأيت الصورة كم ثمنه؟

- Sendeki şu Malezyalı savaş gemisinin çektiği Wong Sa fotoğrafını gördüm.
رأيت الصورة التي حصلت عليها لـ(وونغ سا) -التي ألتقطتها البحرية الماليزية؟

Evde üniversite fotoğrafını gördüm.
رأيت صور الكُلية في البيت

O gazetedeki fotoğrafını gördüm ve o olduğunu biliyordum.
كنت أعلم أنه المنشود، لقد رأيت صورتك في تلك الجريدة وأدركت أنه المنشود

Senin bebeklik fotoğrafını gördüm. Baban da vardı.
رأيت صوره لها مع والدك حينما كنتَ طفلا

Gazetede ablanızın düğün fotoğrafını gördüm.
نعم، رأيتُ صورة في الصحيفة لحفل زفاف أختكِ الكبرى.

Hayır ama masanda fotoğrafını gördüm.
لا، ولكنّي رأيت صورتها على مكتبك.