"frederick'in" - Translation from Turkish to Arabic

    • فريدريك
        
    Küpeyi ararken ben de Marbury'nin Frederick'in ilk seçeneği olduğunu söylerim. Open Subtitles بينما يَبْحثُ عنه، نَذْكرُ عرضاً التي ماربيري إختيارُ فريدريك الأول والوحيد.
    Ne yazık ki Frederick'in yedi ayrı tür sarmaşığa alerjisi var. Open Subtitles لسوء الحظ، فريدريك حسّاسُ إلى سبعة مِنْ تَنْويعاتِ اللبلابِ
    Ama Frederick'in iyiliği için onları bir kenara bırakmayı başardık. Open Subtitles لَكنَّنا وَضعنَاهم تعليق جانبي لرفاهيةِ فريدريك.
    Frederick'in başka okullarla flört ettiğinden bahsetti Open Subtitles تذكّرْ، ذَكرَ فريدريك روودَ بالمَدارِسِ الأخرى؟
    Frederick'in yarı Yahudi olduğunu unutmuşum Open Subtitles أوه، ذلك صحيحُ. نَسيتُ بالكامل فريدريك نِصْف اللغةِ اليهوديةِ.
    Frederick'in hoşuna gitsin istiyorsan kısa, mavi gece kıyafetini giy. Open Subtitles إذا تُريدُ فريدريك حقاً للتَمَتُّع بنفسه، يَحْبُّك خصوصاً في ذلك لباسِ الكوكتيلِ الأزرقِ الصَغيرِ.
    Ne dediler? Sakin ol. Frederick'in uçağı zamanında geliyor. Open Subtitles إهدأ , طائرة " فريدريك " مازالت على الموعد ستصل قبل ثلاث ساعات
    Bak baba, galiba Frederick'in ne sevdiğini biliyorum. Open Subtitles " إسمع أبي أظنني أعلم ما يحب " فريدريك إنه حذر ويحتاج التحدي
    Frederick'in kulağı çok iyidir. Open Subtitles فريدريك عِنْدَهُ طبقة صوت مطلقُ.
    Frederick'in ulusal bilim ödülünden bahsederken asıl kaşları nasıl da kabardı. Open Subtitles لاحظتَ كَمْ تلك حواجبِ أرستقراطي مُقَوَّسته عندما ذَكرتَ جائزة عِلْمِ فريدريك الوطنية؟ - نعم.
    Bu sabah eski albümlere baktım ve Frederick'in yaşlarındayken çekilmiş fotoğraflarımızı buldum. Open Subtitles ووَجدَ الصورَ منّا عندما نحن كُنّا عُمرَ فريدريك. - أوه، لورد. - إعتقدَ بأنّه قَدْ يَجِدُهم تَسْلِية.
    Frederick'in yaşındaydım. Open Subtitles النظرة، أنا كُنْتُ حول عُمر فريدريك عندما... حَسناً، رَجعتُ للبيت.
    Bunlar kesinlikle doğru. Frederick'in kendisinden öğrendik. Open Subtitles هذا صحيح بالتاكيد أخبرنا فريدريك بنفسه
    Fakat hikayenin, Frederick'in onunla evlenecek olması kısmından dolayı şaşkınlığım daha büyük. Open Subtitles لكن أكثر ما يفاجئني في القصة أن (فريدريك) سيتزوجها
    Frederick'in geçen yıl safaride vurduğu filin dişinden oyulma. Open Subtitles نعم، انها منحوتة من ناب فيل اصابه (فريدريك) في رحلة الصيد العام الماضي
    Sen buradayken Frederick'in mutfakta... kızlarla yalnız olduğunu biliyor musun? Open Subtitles أتعلمين أن (فريدريك) بمفرده في المطهى الآن برفقة بناتكِ بينما أنتِ بالخارج هنا ؟ تنزعين الاعشاب ؟
    Frederick'in küçük bir çocukken şimşekten korktuğunu hatırlıyor musun? Open Subtitles هل تذكرين ، عندما كان (فريدريك) فتىً صغيراً عندما كان يخشى من الرعد ؟
    Ama bu olay İsveç Kralı Adolf Frederick'in devrilmesi ile karşılaştırıldığında hiçbir şey. Open Subtitles ولكن لاشيء يقارن بما كان يطحنه حاكم السويد (أدولف فريدريك) . الملك
    Barbara'yı en son gördüğümde dün sabah Frederick'in evindeydi. Open Subtitles المرة الأخيرة التى رأيت (باربرا) كانت . فى منزل (فريدريك) فى صباح الأمس
    Üzgünüm, Jack. Frederick'in başına gelen trajedi bana enfes bir mizah anlayışı sağladı. Open Subtitles أنا آسف (جاك)، المأساة التي حلت بـ(فريدريك) جعلتني أتحلى بروح دعابة ممتازة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more