"froy" - Translation from Turkish to Arabic

    • فروى
        
    • فروي
        
    Bu kompartımanı geçerken Bayan Froy içeriye daldı. Open Subtitles بينما كنا نمر امام هذه المقصورة, تعثّرت الانسة فروى فيها,
    Aptalca bir soru soracağım ama acaba siz Bayan Froy musunuz? Open Subtitles اسف على سؤالى هذا, ولكن, هل انت الأنسة فروى ؟ لا...
    Ama bu benim gördüğüm hanım değil. O, Bayan Froy'du. Open Subtitles ولكنها ليست السيدة التى رأيتها, لقد كانت الأنسة فروى .
    Bayan Froy'un yüzünün Bayan Kummer'ınkiyle değişmesi saçmalığına inanıyor musun? Open Subtitles هل تعتقد حقا فى هذا الهراء عن استبدال وجه الأنسة فروى بوجه السيدة كومر ؟
    Büyükelçi Rind, Morgan Roth, ben, Beckwith Froy ve yakında da sen. Open Subtitles السفير (رند)، (مورغان روث) أنا و (بيك وث) (فروي) و قريباً أنتِ
    - Herkes dinlesin. Trende bir kadın var, adı Froy. Open Subtitles فليسمع الجميع, هناك امرأة على هذا القطار, الأنسة فروى
    - Ve Bayan Froy da içerdeki olur. - Nasıl? Open Subtitles ثم اصبحت مدام كومر هى الأنسة فروى, والأنسة فروى اصبحت...
    Bayan Froy diye biri yok, hiç olmadı. Open Subtitles لا يوجد أنسة فروى, ولم يوجد ابدا انسة فروى .
    Öyleyse Bayan Froy halen trende olmalı. Open Subtitles أهذه هى المحطة الأولى للتوقف ؟ اذن, لابد ان الأنسة فروى مازالت على القطار .
    Bayan Froy'la ilk ne zaman karşılaşmıştınız? Open Subtitles عفوا, متى رأيت الأنسة فروى لأول مرة ؟
    Kendi bilinçaltınızda Bayan Kummer'ın yüzünün yerine Bayan Froy'unkini koydunuz. Open Subtitles وقد استبدلت وجه السيدة كومر بوجه الأنسة فروى .
    Dinle, Bayan Froy bu trendeydi. Olduğunu biliyorum ve hiçbir şey beni bunun aksine inandıramaz. Open Subtitles اسمع, الأنسة فروى كانت على هذا القطار اعلم هذا, ولن اقتنع بأى شئ غير هذا .
    Bayan Froy'u bu trende hiç görmedim. Open Subtitles انا لم ارى الأنسة فروى على هذا القطار ابدا .
    Belki de Bayan Froy büyülenmiştir. Kim bilir. Open Subtitles ربما هى الأنسة فروى مسحورة من يدرى ؟
    Çünkü Bayan Froy tahminen hâlâ bu trende bir yerde. Open Subtitles ولأن الأنسة فروى ربما تكون فى مكان هنا .
    Bunun Bayan Froy'un gözlüğü olduğunu biliyorsun. O buradaydı, bunu da biliyorsun. Open Subtitles هذه نظارة الأنسة فروى,وانت تعلم هذا , ولقد كانت هنا, وانت تعلم هذا ايضا .
    Bayan Froy'un bu trende olduğunu kesinlikle biliyoruz. Open Subtitles نحن على يقين الآن ان الأنسة فروى كانت على هذا القطار .
    Buna inanmam. Diyelim ki içerdeki hasta Bayan Froy. Open Subtitles انا اصدق ذلك لنفترض ان المريضة هذه هى الأنسة فروى .
    Frank Beckwith ve Clark Froy orada değildi. Open Subtitles (فرانك بيك وث) و (كلارك فروي) لم يكونوا هناك
    Froy vuruldu, Beckwith tutuklandı. Open Subtitles تم إطلاق النار على (فروي) أم (بيك وث ) فقد اعتقل
    Froy ve Beckwith'e kullan-at telefonlar verdin ama General'e vermedin mi? Open Subtitles لقد أعطيت (فروي) و (بيك وث) هواتف آخرى لكن الجنرال مازال يحتفظ بهاتفه؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more