Kafamı göğe kaldırıp birtakım vaatlerde bulunursam ulu varlık hastalığımı yok edecek mi yani? İnanmıyorum. | Open Subtitles | تعني هل أؤمن أنه إذا نظرت للسماء و وعدت هذا أو ذاك |
O yüzden camları açık bırakıyor, böylece ruhları göğe yükselebilir. | Open Subtitles | ربما هذا سبب فتح كل النوافذ بعد كل جريمة قتل لكي تتمكن أرواحهن من الصعود للسماء |
Önümde heybetli surlar uzanırken çekeceğim göğe kılıcımı... | Open Subtitles | أنا سوف أرفع سيفي للسماء عندما حيطان البرج تُعيقُني |
Dünyanın En Utanç Verici göğe Çıkmaları. | Open Subtitles | في معظم العالم نشوة الطرب محرج. |
göğe çıkma gösterisi başladı. | Open Subtitles | ها! إظهار نشوة المعني. |
Acele eden fırıncının karısı göğe doğru yükselen ikinci fasulye sırığını fark etmedi. | Open Subtitles | وعلى عجالة منها لم تلحظ زوجة الخباز ساق الفاصولياء الثانية تصعد إلى السماء |
Sevgi dolu eller uzanır aşağıya ve göğe yükseliriz. | Open Subtitles | يد محبة تنزل. ونحنا أيدنا مرفوعة نحو السماء. |
Kuzeyde, göğe yükselen siyah bir kaya var. | Open Subtitles | في الشمال، وهناك الصخور السوداء التي تلامس السماء. |
Hanımlar ve beyler, bugünün özel hava gösterisi için gözlerimizi göğe çevirelim. | Open Subtitles | سيداتي وسادتي، انظروا للسماء حيث يبدأ العرض الجوي لهذا اليوم |
Eskiden göğe bakıp yıldızlardaki yerimizi merak ederdik. | Open Subtitles | اعتدنا النظر للسماء والتساؤل عن موقعنا بين النجوم |
göğe yükselip, tehlikeye atlıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تقفزين للسماء تكونين أول من يواجه الخطر. |
Yine göğe kavuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | عليّ أن ارتفع للسماء مرةً أخرى. |
Ama o göğe alınmıştı. | Open Subtitles | ولكنة حُمل للسماء بمركبة نارية |
Bütün hayatım boyunca Tanrı'yı görmek için göğe baktım. | Open Subtitles | طوال حياتي توجّهتُ للسماء نحو الله. |
Şimdi göğe baktığımda 29 tane gemi görüyorum. | Open Subtitles | و الآن أنظر للسماء فأرى 29 سفينة. |
göğe bakıp tekrar Tanrı'yı görmek itiyorum. | Open Subtitles | أريدُ النظرَ للسماء نحو الله مجدّداً. |
göğe yükselmeyi mi? | Open Subtitles | نشوة الطرب؟ |
Şimdi, Yakub'un merdiveni göğe uzandı değil mi? | Open Subtitles | سلم يعقوب يصعد بك إلى السماء أليس كذلك ؟ |
Muazzam, boş iskeletleri hüzünle göğe doğru iç çekiyor. | Open Subtitles | عظامهم ، هياكل عظمية متروكة. تنهد بحزن إلى السماء. |
Dorukları neredeyse 5 kilometre göğe yükseliyor. | Open Subtitles | واحدة من أعظم السلاسل الجبليّة في العالم يصل إرتفاع قمّتها لقرابة الـ 5 كيلومترات نحو السماء |
- Kuzeyde göğe değen kara bir kaya var. | Open Subtitles | في الشمال، وهناك الصخور السوداء التي تلامس السماء. |