| Biraz burada kalabilir fakat unutulmuş zamanın bir gölgesi gibi sonsuza kadar buraya bağlı olacaktır. | Open Subtitles | يستطيع أن يرتاح لبعض الوقت لكنه منبوذ هنا مثل الظل منسي إلى الأبد |
| Bir süre istirahat edebilir fakat o tıpkı unutulmamış bir zamanın gölgesi gibi her zaman buraya bağlıdır. | Open Subtitles | يستطيع أن يرتاح لبعض الوقت لكنه منبوذ هنا مثل الظل منسي إلى الأبد |
| Son on yılda giderek artmaktadır, hızlı moda endüstrisinin kirli bir gölgesi gibi. | Open Subtitles | وقد تزايد بشكل مطرد في السنوات العشر الماضية، مثل الظل القذرة من صناعة الأزياء سريعة. |
| Hani şu ters dönmüş lâmba gölgesi gibi acı çeken ruhu anlatan. | Open Subtitles | مثل لوحة لظل مصباح مقلوب تمثل عذاب الروح |
| Hani şu ters dönmüş lâmba gölgesi gibi acı çeken ruhu anlatan. | Open Subtitles | مثل لوحة لظل مصباح مقلوب تمثل عذاب الروح |