Ondan sonra kasabalara gönderiliyor, orada yüz binlerce topluluk gönüllüsü ilaçları insanlara ulaştırıyor. | TED | ومن هناك يتم أخذها إلى القرى، حيث يقوم مئات الآلاف من المتطوعين من المجتمع بتوزيع هذه الأدوية على الناس. |
Orada Almanlarla savaşan iki tabur İrlanda gönüllüsü var. | Open Subtitles | هناك كتيبتين من المتطوعين الأيرلنديين بالخارج هناك يقاتلون الألمان |
Aile babası, kilise gönüllüsü, Küçükler takımı koçu. | Open Subtitles | إنه رب عائلة، متطوّع في الكنيسة، مدرّب رياضي صغير في بعض النوادي |
John Graham, Paramus New Jersey'den bir EMT gönüllüsü. | Open Subtitles | جون جراهام متطوّع إي إم تي من باراموس نيو جيرسي |
12. Mıntıka tarihinin ilk gönüllüsü. Gel bakalım. | Open Subtitles | اول متطوعة على الاطلاق من المقاطعة 12 |
Mıntıka'nın ilk gönüllüsü. Getirin onu. | Open Subtitles | أول متطوعة من المقاطعة 12 |
Kendinizi Küresel Yardım Fonu gönüllüsü gibi göstermeyi biliyorsunuz. | Open Subtitles | لقد عرفت كيفية المرور كمتطوع لصندوق الإغاثة العالمية |
O telefon kulübesindeki çaresiz ve umutsuzca yardım arayan kızdan, 22 bin gönüllüsü olan ulusal bir kuruluşun başındaki birine dönüşmüştüm. | TED | وهكذا انتقلت بالفعل من تلك المتصلة الضعيفة في الهاتف العمومي اليائسة لطلب المساعدة لأتزعم القيادة الوطنية للمؤسسة ومسؤولة عن 22000 متطوع |
WikiLeaks'in takip edilmesi çok zor olan yüzlerce gönüllüsü vardır. | Open Subtitles | ويكيليكس تملك المئات من المتطوعين من الصعب أن نلحق أي واحد منهم |
Peki özel okul kermesi polis kuvvetinin ilk gönüllüsü kim olacak? | Open Subtitles | إذاً، مَن سيكون أول المتطوعين في شرطة مراقبة بيع المخبوزات |
Annen harika bir kanguru gönüllüsü. | Open Subtitles | امك هى اروع المتطوعين الكنغر |
Laura'yı ilk gördüğümüz yerde, vakfın gönüllüsü rozeti takıyordu. | Open Subtitles | عندما رأينا (لورا) للمرّة الأولى، كانت ترتدي شارة المتطوعين لتأسيس التدريب على القراءة. |
Kampanya gönüllüsü. | Open Subtitles | متطوّع حملةِ. |
Kampanya gönüllüsü. | Open Subtitles | متطوّع حملةِ. |
Ulster gönüllüsü. | Open Subtitles | متطوعة في الاتحاد الايرلنديّ |
41 Trust gönüllüsü. | Open Subtitles | متطوعة تراست 41 |
Onu geri çekebildiğimiz zamana kadar tamamen açılmış bir KGB gönüllüsü gibi davranacağız. | Open Subtitles | لذا, حتى يمكننا القيام بتهريبه, سنعامله كمتطوع تام من الـ(كاي جي بي) |
Noel zamanını düşünün, bir süpermarkete gidiyorsunuz ve orada çanını çalan bir Kurtuluş Ordusu gönüllüsü var. | TED | تخيلوا أنه موسم العطلة وأنتم ذاهبون إلى السوبر ماركت، وهناك متطوع من جيش الخلاص، يقرع جرسه، |