İlk bağışı gönderdiğimde, dernek bana bu kaseti gönderdi. | Open Subtitles | عندما أرسلت تبرّعي الأول، أهدتني الجمعية هذا الفيديو |
Size o zarfları gönderdiğimde, oyun oynamıyordum. | Open Subtitles | عندما أرسلت لكم تلك المظاريف لم أكن ألعب لعبة فحسب |
O maili gönderdiğimde ciddiydim. | Open Subtitles | كنتُ جادا عندما أرسلت تلك الرسالة الإلكترونية |
Pierce'ı bulması için onu Rusya'ya gönderdiğimde, ortadan kayboldu. | Open Subtitles | وعندما أرسلتها إلى روسيا للعثور على بيرس، اختفت تماما. |
Sana gönderdiğimde. | Open Subtitles | التي.. التي أرسلتها لك؟ |
Seni silah almaya gönderdiğimde, neyle ödemiştin? | Open Subtitles | من أين أتيت بالمال للمسدس الذي أرسلتك لشرائه؟ |
Çünkü adamlarımı restoranınıza gönderdiğimde tavuktan fazlasıyla döndüler. | Open Subtitles | لأنني عندما أرسلت رجالي لمطعمكم عادوا وبجعبتهم أكثر من مجرد دجاج. |
Hediye paketleme standı için teşekkür kartı gönderdiğimde kesin anlarsın demiştim. | Open Subtitles | وظننت بالتأكيد أنك ستفهم، عندما أرسلت رساله الشكر على ماكينة تغليف الهدايا |
- Belki de 5 yıl önce sana her şeyi... gönderdiğimde netleştirmeliydin. | Open Subtitles | ربما عليك أن توضحها منذ 5 أعوام عندما أرسلت لك كل هذه الأشياء. |
Sana haber gönderdiğimde 20 kadar kişi vardı. | Open Subtitles | عندما أرسلت بطلبك كان هناك 20 مريضاً تقريباً |
Sosyal Güvenlik bilgilerini gönderdiğimde... | Open Subtitles | عندما أرسلت في طلب معلوماتك في الحماية الإجتماعية |
Parker'ı polise telefon etmesi için gönderdiğimde, düzeneğimi ortadan kaldırıp, koltuğu yerine koymak için yeteri kadar zamanım olmuştu. | Open Subtitles | عندما أرسلت "باركر" ليتصل بالشرطة كان عندي وقت كافي لإزالة اختراعي و وضع الكرسي في مكانه المعتاد |
Tıpkı David'i, annesini ton balığıyla çay içsin diye okyanusun dibine gönderdiğimde David'i bir piçten beter ettiğim gibi. | Open Subtitles | كما جعلت "ديفيد" مثل أبناء السفاح عندما أرسلت أمه لقاع المحيط لتتناول الشاي مع أسماك التونه |
Gerçi bir işi yapması için son gönderdiğimde tanıştığı bir adamla Paris'e gitmiş ve modelliğe başlamıştı. | Open Subtitles | بغضّ النظر، مرّة أرسلتها لقضاء حاجة إلتقت بشخص أخذها لـ(باريس)، و بعدها أصبحت عارضة أزياء. |
Seni buraya gönderdiğimde kızgındım. Şimdi geri göndermek zorundayım. | Open Subtitles | أنا كنت مجنون عندما أرسلتك بالخارج هنا أنا سأعيدك |
Seni eve gönderdiğimde bir daha gelme demedim. | Open Subtitles | عندما أرسلتك للمنزل، لم أكن أقصد ألا تعود |