Benim ekibime gönderilen mektuplardaki pullarla sizin ofisinizdeki pullar eşleşti. | Open Subtitles | طابقنا بعض الطوابع من مكتبك إلى بريد أُرسل إلى محققيني. |
Onları ölü veya diri yakalamak için gönderilen yasal bir müfreze elemanıydın. | Open Subtitles | أنت كنت واحدآ من ضمن المجموعه المسلحه التى أُرسلت قانونآ للقبض عليهم، امواتآ أو احياءآ. |
İntikamın güçlü eliyim yollara layık olmayanları cezalandırmak için gönderilen! | Open Subtitles | التي ارسلت لمعاقبة من لا يستحقون القيادة |
bütün denizaltılardan gönderilen bütün... sinyali çözebileceğiz. | Open Subtitles | مرسلة من أي غواصة ألمانية في أعالي البحار على مدار الـ24 ساعة |
Çok uzun zaman önce tüm günahlarımızı üzerine alması için Tanrı tarafından gönderilen gerçek Kefaretçi. | Open Subtitles | آكل الخطايا الأصلي والذي أرسله الرب منذ قديم الزمان ليمحو خطايانا للأبد |
Karşı koyulursa, köyleri yakıp yıkmakla... ve üzerine gönderilen her lejyonu yok etmekle tehdit ediyor. | Open Subtitles | إذا عارضتم فإنه يهدد بنهب و تخريب ريف الدولة و بتدمير أي فيلق يتم إرساله ضده |
Öyleyse, daha evvel gönderilen mesaj neydi birileri gerçekten maddenin içine mi giriyor? | TED | وبالتالي, ما هي الرسالة المرسلة قبل أن أن يغوص أحد في أعماق المادة؟ |
Bir Scav işaretçisi tarafından gönderilen koordinatlara düştü. | Open Subtitles | لقد هبط بنفس الإحداثيات التي أرسلها القمّامون من المنارة |
Noel Baba'ya hastanedeyken gönderilen tüm mektupları aldık. | Open Subtitles | لقد أخذنا كُلّ البريد الذي أُرسلَ إلى (سانتا) في المستشفى |
Ama, başka kimseyi öldürmeyeceğim, belki buraya beni öldürmesi için gönderilen adamı hariç tutarım. | Open Subtitles | ولكن أنا لن أقوم بقتل أي شخص آخر، كما تعلم ربما بإستثناء الرجل تم إرسالي إلي هنا لقتله. لا أدري |
Davranışların burada korkunç olmasının sebebi ise buraya gönderilen herkesin ceza olarak buraya geldiklerini anlamalarıydı. | TED | وسبب أن المواقف هناك كانت مرعبة لأن كل من أُرسل هناك فهم أنه ذاهب هناك كعقوبة. |
Solaris, bir roket aracılığıyla yeni bulunmuş bir gezegen olan Solaris'e keşif yapması için gönderilen Calvin ismindeki bir psikologla ilgilidir. | Open Subtitles | فيلم سولارس يحكي قصة كيلفن عالم نفس أُرسل بواسطة صاروخ إلى سفينة فضاء تدور حول كوكب سولارس الذي اُكتشف حديثاً |
Geçen ay, Sudan'daki aynı adrese gönderilen altı mail silinmiş. | Open Subtitles | حسناً، في الشهر الماضي، يوجد ست رسائل إلكترونية حُذفت بعدما أُرسلت لنفس العنوان في السودان. |
Bu bölgeden gönderilen, düşmana ait bir telsiz sinyali saptadık. | Open Subtitles | لقد التقطنا إشارة راديو للعدو أُرسلت من هذه المنطقة |
Böylece Michael kanıtları saklamak için... gönderilen Luz'u takip etmeye başladı. | Open Subtitles | و هكذا تبع مايكل ليز ... و التى ارسلت لاخفاء الادله |
Kaçış arabanızda bana gönderilen bombanın bir benzerinin bulunduğuna dair güçlü hislerim var. | Open Subtitles | مشابهة جدا لتلك التي ارسلت إلي تنتظرك لتركب سيارتك |
Ayrılmak için gönderilen 10 bin dolar... | Open Subtitles | اذن، العشرة آلاف دولار كانت مرسلة للتحفظ |
Bu andan sonra, sürgüne gönderilen savaşçıoğulları olarak anılacaksınız. | Open Subtitles | أبناء المحارب الذي أرسله الى المنفى في الآخرة |
O benim babam değil. O, Galaktik Kuantum Lordları tarafından gönderilen sanal bir klon. | Open Subtitles | إنّه ليس والدي إنه مستنسخ إلكتروني تمّ إرساله من قِبل حكّام المجرّة الكميّة |
İçeriği ise, Amsterdam kentinde gönderilen SMS mesajlarının görüntülenmesi. | TED | وهو يصور الرسائل النصية المرسلة في مدينة امستردام. |
Eugene MacIntost az önce Joe Bey tarafından gönderilen maili cevapladı. | Open Subtitles | لقد أجاب يوجين ماكينتوش لتوه الرسالة التي أرسلها جو باي |
- Rob bizi öldürmek için gönderilen adam... | Open Subtitles | - روب - الرجلُ الذي أُرسلَ لقتلنا |
Bu arada ben, Moderatörler tarafından gönderilen bir haberciyim. | Open Subtitles | بالمناسبة، لقد تم إرسالي من قبل المشرفين |
Bilinmeyen bir kaynak tarafından Rosewood polisine gönderilen bir şey göstermek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أريكم شيئا تم ارساله الى مكتب الشرطة من طرف مصدر مجهول |
Normalde üst kata gönderilen acil şeyleri bana da e-posta olarak gönderin. | Open Subtitles | و أي شئ مستعجل أرسلوه إلى الطابق العلوي ؛ أو إبعتوه عبر الإيميل. |
Pioneer sondasında gönderilen tabelada çıplak erkek ve kadın resimleri vardı. | Open Subtitles | اللوحة التي أرسلوها في مسبار الرود كان عليه رسمة لرجل و إمرأة عاريان |
Buradan gönderilen hiç bir şeye altı ay bakmadı. | Open Subtitles | بعث بي هنا وجعلني ابحث لستة أشهر. من أجل لا شيء |
Bak, valiye gönderilen beyaz toz dolu torbalarla ilgim yok. | Open Subtitles | انظر، ليس لدي دخل بتلك المغلفات التي تم إرسالها للمحافظ |