Eğer şanslıysanız mektupları göndermek ve almak aylar sürüyordu Pek çoğu asla ulaşmıyordu. | TED | إرسال واستقبال الرسائل يستغرق شهوراً هذا في حالة كونك محظوظاً. |
Birilerini okula göndermek ve onlara ilaç vermek, hanımefendiler ve beyefendiler, bu onlar için zenginlik (varlık) yaratmaz. | TED | إرسال أحدهم للمدرسة وإعطاءه الأدوية، سيادتي وسادتي، لا يجعله ثرياً. |
O günlerde en çok yapabildiğimiz şey bir mesaj göndermek ve diğer seçim için beklemekti. | TED | كان جل ما نستطيع فعله هو إرسال خطابات. الانتظار حتى الانتخابات التالية. |
Bu yüzden adaya hemen bir ekip göndermek ve hepsinin iyi olduğuna emin olmamız gerek. | Open Subtitles | لذا أحتاج منك إلى إرسال فريق إلى الجزيرة للتأكد من أنهم على ما يُرام |
Evrene bir sorgulama göndermek ve nihayetinde bir çeşit ilahi müdahale belirince -nasıl olduğunu bilmemize gerek olmadan- her şeyi bilen ve gören yüksek varlıktan gelen hükmü, doğru kabul etmeye denir. | TED | هي إرسال استعلام عبر الكون، على أمل وجود نوع من التدخل المقدس - فلسنا بحاجة لفهم ما يحدث - من كيان خارق يعلم كل شيء، ويرى كل شيء ويمنحنا السلطة لمعرفة أن هذه هي الإجابة الصحيحة. |
Ama altında Daniel'ı kaleye göndermek ve Şerifin onu sorgulaması için bir emir var. | Open Subtitles | , لكن مطلوب فيه إرسال (دانيال) إلى القلعة . حتى يستطيع عمدة البلدة أستجوابه الليلة |
Görevleri gezegeni değerlendirmek ve potansiyel gösteriyorsa bize bir sinyal göndermek ve uzun süre uykuya dalıp kurtarılmayı beklemekti. | Open Subtitles | مهمتهمكانتلتقيمعالمهمو... وإذا ظهر بشكل فعال، فيكون بمقدوهم إرسال إشارة والنوم في سبات طويل، ـ منتظرين إنقاذهم من هُناك ـ وماذا إذا لم يكن العالم بشير نجاح؟ |