"görüşüyordu" - Translation from Turkish to Arabic

    • تواعد
        
    • يواعد
        
    • تقابله
        
    • تجتمع
        
    • يتفاوض
        
    • كانت ترى
        
    Halihazırda biriyle görüşüyordu madem niye bir çöpçatan servisine ihtiyaç duydu? Open Subtitles لمَ ستحتاج إلى خدمة مُواعدة إذا كانت تواعد شخصاً بالفعل؟
    O başkasıyla görüşüyordu, ben başkasıyla ama bunu sadakatsizlik olarak düşünmemiştim. Open Subtitles . كانت تواعد شخص اخر وكنت اواعد شخص اخر لم اهتم بالموضوع كثيرا
    Louis masum diyorsunuz, bence yanılıyorsunuz ama Marissa biriyle görüşüyordu, evli bir kadınla. Open Subtitles انت تقول بان لويس بريئ انا اقول بانك مخطئ لكن ماريسا كانت تواعد احداهم امراة متزوجة
    Seninle beraberken başka kadınlarla da mı görüşüyordu? Open Subtitles هل كان يواعد نساء أخريات عندما كانَ معكِ
    Bu biraz utanç verici ama başka bir kadınla görüşüyordu ve onunla ilgili şeyler yazmıştı. Open Subtitles هذا أمر محرج، لكن... لقد كان يواعد إمرأة أخرى، وكتب عنها.
    Bir gece gizlice kaçarken yakaladım. Onunla görüşüyordu. Open Subtitles لقد أمسكتها ذات ليلة تتسلل للخارج كانت تقابله
    Joy, duruşmasının tarihi yaklaştıkça geriye kalan birkaç pürüzü halletmek için sağır avukatının... yardımcısıyla görüşüyordu. Open Subtitles "(بإقتراب موعد محاكمة (جوي" كانت تجتمع مع مساعد محاميتها حتى" "يراجعا بعض الأشياء
    Bir komünistle görüşüyordu, gelecekteki düşmanımız, albay. Open Subtitles هو كان يتفاوض مع الشيوعيين أعدائنا المستقبلين يا جنرال
    Gerçek: Laura Bobby'nin arkasından James Hurley'le görüşüyordu. Open Subtitles حقيقة: "لورا" كانت تواعد "جايمس هيرلي" من وراء ظهر "بوبي"
    Gerçek: Laura Bobby'nin arkasından James Hurley'le görüşüyordu. Open Subtitles حقيقة: "لورا" كانت تواعد "جايمس هيرلي" من وراء ظهر "بوبي"
    Başka birisiyle görüşüyordu. Tamam mı? Open Subtitles لقد كانت تواعد شخصاً آخر، حسناً؟
    Sen ve o tekrar birlikte olmadan önce, o başkasıyla görüşüyordu. Open Subtitles كانت تواعد رجلاً آخراً قبل ارتباطكما
    O kız Atrianların liderinin oğluyla görüşüyordu. Open Subtitles تلك الفتاة تواعد أبن قائد الأتريين
    Biriyle görüşüyordu. Open Subtitles كانت تواعد شخصا.
    Asa bir kadınla görüşüyordu. Hani çocuğu olan. Open Subtitles عيسى" كان يواعد هذه السيدة، أليس كذلك؟" .كانت لديها ابن
    Belki evli bir kadınla görüşüyordu. Open Subtitles ربّما كان يواعد إمرأة متزوجة.
    Bir saniye. Aubrey, Brezilya'dayken Eva Braga'yla görüşüyordu. Open Subtitles مهلا، كان (أوبري) يواعد (إيفا براغا) عندما كان في (البرازيل).
    Başka biriyle görüşüyordu. Open Subtitles كان يواعد شخصًا آخر، امرأة أخرى...
    - Şu antropologla görüşüyordu, ama... Open Subtitles - كان يواعد تلك الطبيبة، لكن ...
    Kiminle görüşüyordu, neden senden kaçtı, ve senin ne dediğimden haberin bile yok. Open Subtitles من الذي كانت تقابله ولماذا كانت تهرب منك وليس لديك فكرة عما أقوله طعام ؟
    Aklıma takılan tek şey, neden Kate çocukla kimliğini gizlemeden görüşüyordu? Open Subtitles ,الأمر الوحيد هو لماذا كانت (كايت) تقابله بدون تنكر؟
    Deena bu nedenle Lockhart/Gardner ile görüşüyordu. Open Subtitles لهذا كانت (دينا) تجتمع مع شركة "لوكهارت/غاردنر"
    Babası, Avrupa dövüş ajansı Roma Entertainment ile ringlere geri dönme konusunda görüşüyordu. Open Subtitles حيث كان أبوها يتفاوض حول نزال يعود به للحلبه مع منظمي النزالات الأوربيه روما للترفيه
    Doğru, belki birisiyle görüşüyordu... ve kocası hiçbir zaman bilemeyecekti. Open Subtitles صحيح، وربّما كانت ترى شخص ما وزوجها لم يعرف نهائياً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more