Kadınların pek sevdiği şu sert görünüşlü haydutlardan. | Open Subtitles | أحد أولئك المجرمين حادي المظهر الذين تُعجب بهم النساء |
Kimse böyle sıradan görünüşlü bir adamı, metronun kalabalığında, | Open Subtitles | لا يمكن لأحد تمييز شخص عادي المظهر من بين حشود مترو الأنفاق |
Bu kadar tuhaf görünüşlü biriyle hiç tanışmadım. | Open Subtitles | أنا واثق أننى لم يسبق ان قابلت أحدا بمثل هذا المظهر الغريب |
Canayakın görünüşlü. Biraz yangın musluğu tasarlamak gibi bir şey ve kolayca hizmet edebilir olmalı: Nerede olduğunu ve ne yaptığını bilmeniz lazım. | TED | يشبه قليلاً الشكل الاسطواني، وهو سهل الاستخدام ومفيد في نفس الوقت: عليك معرفة ماهو و ما عمله. |
Garip görünüşlü bir adam. Ben geldiğimde gidiyordu. | Open Subtitles | ذو مظهر غريب، كان يهم بالرحيل حين وصلت أنا |
Sıradan görünüşlü bir delikanlı. Nesi var? 40 beden bir montu, düzgün hatları ve inci gibi dişleri var, | Open Subtitles | شاب بمظهر عادي يرتدي سترة مقاسها40ذي ملامحعاديةو.. |
Büyük.. turkuaz bir adam garip görünüşlü keçi sakallı. | Open Subtitles | إنه كبير , الرجل المزرق الأخضر مع سكسوكة غريبة المنظر |
O zamanlar daha tam kendime geliyordum. Tanrı, kötü görünüşlü biriydi. | Open Subtitles | كان مجرد حول الوقت الذي تم الحصول جيدا ، وكان الرجل سيئة المظهر. |
Bunlar gibi gerçek, sağlam görünüşlü tuğlalar kullanmak ister, tamam mı? | Open Subtitles | يريد أن يستخدمه بجدية حائط صلب المظهر كهذه، حسناً؟ |
Büyük adam, iyi görünüşlü, bir sürü altınlarla süslü zırhlı. | Open Subtitles | الرجل الكبير,الحسن المظهر ويرتدى الدرعِ الذهبي المُبهرج |
Dinle, tuhaf görünüşlü korkunç adamlar seni sordu. | Open Subtitles | الاستماع، وبعض الفزع المظهر مدبب تم يسأل بالنسبة لك. |
Sadece güzel görünüşlü bir ceset bırakamamaya dayanamadın. | Open Subtitles | أنت فقط لم تحتمل فكرة أنك لن تترك جثتك جيدة المظهر |
Sende eksik olan tek şey Boomer, şu aptal görünüşlü at kuyruğu saç ve iPod'unda James Taylor'ın şarkı koleksiyonu. | Open Subtitles | الشيء الوحيد المفقود منك بومر واحد غبي المظهر ومجموعة من أغنيات جيمس تايلور على اى بود |
Oraya vardığımızda gerçekten garip görünüşlü bir yarımada ile karşılaştık. | Open Subtitles | وصلنا إلى هناك ، رأينا هذا حقا، شبه الجزيرة ذات المظهر الغريب. |
Sanırım dünyada en şanslıları sıradan görünüşlü insanlar. | Open Subtitles | أعتقد بأن أصحاب المظهر العادى هم الأفضل فى العالم. |
Bu garip görünüşlü canlı dinozorlar öncesi zamanın bir kalıntısı. | Open Subtitles | هذا المخلوق ذو الشكل الغريب بقى من زمن ما قبل الديناصورات |
Komik görünüşlü bir at gördün, başka bir şey değil. | Open Subtitles | اذا رأيت حصان غريب الشكل تكون رأيتهم جميعا |
Dış görünüşe önem vermeyiz derler zeki ve eğlenceli bir erkek istediklerini söylerler ama sonunda güzel görünüşlü, aptal heriflerle yatıp arkandan gülerler. | Open Subtitles | يقلن ان الشكل لايهم يردن فقط رجل ذكي ومضحك لكن دائما ينتي بهن الامر يضحكن |
sen de aptal görünüşlü bir çocuktun. | Open Subtitles | و أنت كان لديك مظهر الأبله عندما كنت صغيراً |
- Seni hostes gibi gösteriyor. - Komik görünüşlü bir hostes. | Open Subtitles | إنهم يجعلونك كمضيفة جوية مضيفة جوية ذات مظهر مضحك |
Yanlış Viper'ı yakaladık. Gerçeği bir kadın. Esmer, masum görünüşlü. | Open Subtitles | تشك قبضنا على الفيبر الخاطيء الحقيقي إمرأة بمظهر مسالم |
Bu heybetli görünüşlü bina ilk olarak barut depolamakta kullanılıyordu. | Open Subtitles | المبني ذو المنظر المهيب هذا كان في الأصل يستخدم كمخزن للبارود |
Afedersiniz, komik görünüşlü sıska bir adam gördünüz mü? | Open Subtitles | لو سمحتم ، هل رأيتم شاب نحيف مظهره مضحك ؟ |