bu yüzden gördüğünüz şey hiçbir şeydir ancak gölgenin gölgesidir. | TED | إذاً ما ترونه ما هو إلا ظل يطرحه. ظل الظل. |
Bu noktada, birkaç dakikanızı alacağım. Burada gördüğünüz şey -- | TED | شارليز ليمب : في هذه النقطة .. سوف اخذ بضع لحظات .. ان ما ترونه هنا |
gördüğünüz şey soldan sağa 24 saat ve işte verilerin iki günü. | TED | ما تشاهدونه هو 24 ساعة من اليسار إلى اليمين، وهنا بيانات يومان. |
Ama o gece Emily'de gördüğünüz şey sizi korkuttu. | Open Subtitles | لكن ما رأيته تلك الليلة في إيميلي أرعبك كثيراً |
Tek gördüğünüz şey adamın sırtıydı, bir köşeye geçmiş şarkı söylüyordu. | Open Subtitles | لذا كل ما تراه هو ظهره ، وهو في الزاوية يغني |
Ve burada gördüğünüz şey bir farenin labirenti çözmeye çalışması. Bu 6 kollu bir labirent. | TED | ان ما ترونه هنا هو فأر يحاول ان يحل معضلة انها عبارة عن متاهة بستة أذرع .. وهناك القليل من المياه في المتاهة |
der. Genellikle, gördüğünüz şey fikse edilmiş bir beyindir. | TED | في الحقيقة ، إن ما ترونه الان عبارة عن دماغٍ مثبّت. |
Burada gördüğünüz şey metabolizma yapan bakterilerdir, ve böyle yaptıkça elektrik bir yük yaratmaktadırlar. | TED | وبالتالي ما ترونه هنا هو بكتيريا تقوم بعملية التمثيل الغذائي، وبينما تقوم بذلك تقوم بإنتاج شحنة كهربائية. |
Burada gördüğünüz şey bir dünya haritası ve biz bu Varroa parazitinin yayılışını izliyoruz. | TED | ما ترونه في الأعلى هنا هو خريطة للعالم ونحن نتتبع انتشار سوسة الفارروا |
Şimdi gördüğünüz şey kırmızı ışığın altındaki yoğunlaştırılmış kameranın görüntüsü ve Dr.Kubodera'nın görebildiği bu devin gelişiydi. | TED | والآن، ما ترونه هو منظر مكثّف من كاميرا تحت الضوء الأحمر وهذا كل ما استطاع د.كيبوديرا رؤيته عندما يقترب العملاق هنا. |
gördüğünüz şey ise parlak ve karanlık bölgeler, ve bize de ancak bu kadarı ulaştı. | TED | و ما ترونه هي بقاع فاتحة و غامقة, و هي أكثر ما إستطعنا الحصول عليه وضوحا. |
Son olarak, arkamda gördüğünüz şey şu an cep telefonlarınızda, dizüstü bilgisayarlarınızda mevcut. | TED | وأخيرًا، ما تشاهدونه خلفي متاح الآن عبر هواتفكم المحمولة، وعلى حواسبكم المحمولة. |
gördüğünüz şey bizzat etkileşimde bulunma ve statik içerik almak arasındaki beyin aktivitesi farkı. | TED | ما تشاهدونه هو الفرق في نشاط الدماغ بين التفاعل بشكل شخصي وأخذ محتوى ثابت. |
gördüğünüz şey, bir şişede yıldırım gibi. | Open Subtitles | ما تشاهدونه هنا ما يشبه اليرق داخل القنينه |
Oyunculardan önce gördüğünüz şey buydu. | TED | هذا ما رأيته من قبل مع الممثلين |
Yani gördüğünüz şey hanımefendi kaynak yapmak değil, değiş-tokuş yapmaktı. | Open Subtitles | لذا ما رأيته أيتها المرأة الصالحة هو عملية "إبدال" وليس "اختراق" |
Hayır! gördüğünüz şey bir kazaydı! | Open Subtitles | لا، ما رأيته كان حادث |
Burada gördüğünüz şey Steve'in deri rengindeki ufak değişikliklerin görünür olması için 100 kat büyütülmüş hâlidir. | TED | ما تراه هنا هو تغييرات صغيرة في لون جلد ستيف، مكبرة 100 مرة بحيث تكون مرئية. |
Şu anda gördüğünüz şey 3000 yıllık kurumuş küf. | Open Subtitles | كل ما تراه أمامك، عباره عن 3.000 سنة من التعفن الجاف. |
Aslında burada gördüğünüz şey tüm ufak tefek şeyler ve tüm bilgiler. | TED | فما ترونه أساساً هنا أجزاء ,مقاطع وجميع هذه المعلومات. |
Ve burada gördüğünüz şey aslında binanın tasarımı. Üstteki diyagram | TED | اذا الذى ترونه الآن هو فى الواقع تصميم المبنى الرسم البيانى العلوى |