Fransız veliahdı, Altın Yunus, bunu rüyasında gördü ve gülümsedi. | Open Subtitles | الدرفيل الذهبى وريث العرش الفرنسى قد رأى ذلك فى منامه |
Baş rahip ağabeyimin güzel yüzünü yeterince gördü ve dünyaya ilan etti artık. | Open Subtitles | رأى رئيس الأساقفة بما فيه الكفاية جمال أخّي لإعلانه إلى العالم بلا شكّ |
Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü... ve onu karanlıktan ayırdı. | Open Subtitles | الرب رأى ذلك النور خير وهو عزل النور عن الظلام |
Hizmetçi geldi, bunları gördü ve sanırım bu onu biraz korkuttu. | Open Subtitles | لقد أتت الخادمة و رأت هذا و قد أصيبت بالذعر التام |
Bişeyler gördü ve ben bittim Karım benden nefret edecek | Open Subtitles | لقد رأت اشياء اليوم لاأتمناها لاى حد لقد ابتعدت اكثر |
Muhtemelen telefonuyla uçuşları izledi, gecikmeleri gördü ve aradığı tipte kurbanları buldu. | Open Subtitles | غالباً تتبع الرحلات على هاتفه رأى التأخير، وعلم بأنه عثر على ضحاياه |
O korkunç, hayatı değiştiren ve hayatı yok eden olay gördü ve bir şeylerin olumlu olduğunu düşündü. | TED | لقد رأى أحداث درامية، أثرت على حياة الآخرين و اعتقد انه شيء ايجابي. |
Babam neler olduğunu gördü ve hemen aile durumumuzu açıkladı. | TED | رأى والدي ما يحدث وسرعان ما أوضح وضع عائلتنا. |
Bir yıl sonra SKY'yi yalnızca iki kez gördü ve her ikisinde de, SKY gülümsüyordu ve asker de gerginlik hissetmemişti. | TED | وبعد سنة ، رأى الوجه مرتان فقط, وفي المرتين كان الوجه يضحك والعسكري لم يعد يشعر بالتوتر. |
Amerika -- dünya Amerikanın teknoloji lideri olmadığını gördü ve bu çok güçlü bişeydi. | TED | العالم رأى أمريكا ليست الرائدة في مجال التقانة, و كان ذلك شيئاً قاسياً للغاية. |
Tony Reed'in cinayeti işlemediğine inanmaya hazırım. Ama bence bunu yapan kişiyi gördü ve onu korumaya çalışıyor. | Open Subtitles | لكن أعتقد بأنّه رأى الشخص الذي عمل، وهو قد يغطّي له. |
Beni gördü ve gözleri fal taşı gibi açıldı. | Open Subtitles | وعندما رأى لي، عيناه نمت كبيرة مثل بيض الدجاجة. |
Benim gördüklerimin aynini gördü ve gördüklerim beni etkiledi. | Open Subtitles | رأى نفس الأشياء التي رأيتها و قد أثرت بي |
Ona baktığımı gördü ve bunu düşürüp kaçtı. | Open Subtitles | رأى أنني أنظر إليه أسقط هذه وجرى، فجئت أعطيها لك |
Komşu çocukları ne yaptığımı gördü... ve bağırarak tüm mahalleye duyurdular. | Open Subtitles | وقد رأى أبناء الجيران ما فعلته وبدأوا يحدثون ضجيجاً قوياً لكي يسمع والداي |
Eve döndüğünüzde bir nöroloji uzmanına baktırmak isteyebilirsiniz ama burada radyolojiciler gördü ve aynı fikirdeler. | Open Subtitles | ستودّ زيارة طبيب أعصاب عندما تعود لمسقط رأسك، لكن أخصّائي الآشعة هنا رأى الكشف واتّفق معنا. |
Kent acele etti, ilk adamı gördü ve onu öldürdü. | Open Subtitles | و بعدها هجم كينت, رأى الرجل الأول فأرداه قتيلاً |
Büyükannesinin arka bahçesindeydi, birşey gördü ve ağlamaya başladı. | TED | كانت في الفناء الخلفي بمنزل جدتها، عندما رأت شيئا جعلها تشرع بالبكاء. |
Açıkçası seks kitabını gördü ve konuşmaya başladık, bana o söyledi. | Open Subtitles | لقد رأت كتاب الجنس وبدأنا نتحدث وأخبرتني |
Delici gözleri gördü ve korkmadı, ama dona kaldı. | Open Subtitles | رأت العيون الثاقبة ولم تكن خائفة، لكنها داخت |