Burada gördükleriniz okyanusların enerjiyi gezegene yayabilmesindeki olağanüstü özelliklerinden biri sadece. | Open Subtitles | فما ترونه الآن هي قدرة المحيط المدهشة لحمل الطاقة حول الكوكب |
Mesela buradaki de bir polis karakolundaki fotoğraf ve yerlerde gördükleriniz de polis tarafından izlenen insanların kimlikleri. | TED | وفي الواقع، هذه الصورة ألصقت في مركز للشرطة، وما ترونه على الأرض هي بطاقات تعريف صور كل الأشخاص الذين تتعقبهم الشرطة. |
Bu gördükleriniz kontrol edilebilir modeller, insanların internetteki görsellerinden geliştirdim. | TED | إنَ ما ترونه هنا هي نماذج يمكن التحكم بها لأشخاصٍ صممتهم من صورهم على الإنترنت. |
Bu gördükleriniz naçizane hanemin sunduğu tatların sadece bir kısmı. | Open Subtitles | ما رأيتموه ما هو إلا طعم الملذات الممنوحه لكم تحت هذا السقف المتواضع. |
Unutmayın burada gördükleriniz burada duyduklarınız, burada söyledikleriniz burada kalsın. | Open Subtitles | عودوا هنا ثانيةً وتذكّر ، كل ما رأيتموه هنا ما سمعتموه ما قولتوه |
Bu nedenle hapishanedeydim. ["Nsawan Hapishanesi"] Şimdi, gördükleriniz bir yığın cansız beden, | TED | كنت في السجن. ["سجن نساوان"] الآن، ما تراه هو كومة من الجثث. |
Mavi olarak gördükleriniz gayri resmi yerleşim yerleri. | TED | وكل ما ترونه باللون الأزرق حوله عبارة عن مستوطنات كبيرة غير رسمية. |
Burada gördükleriniz sekiz yıl önceki fotoğrafları. | Open Subtitles | ما ترونه أمامكم صور يعود تاريخها لثمانية أعوام |
Kuzey Kutbu'nda uçarken gördükleriniz gibi. | Open Subtitles | الذي ترونه عند التحليق فوق القطب الشمالي |
Şurada gördükleriniz her yerde aynısını bulabileceğiniz şeyler. | Open Subtitles | ما ترونه فيهم هو تحديدًا ما سترونه في كلّ الأماكن الأخرى. |
Bugün burada gördükleriniz tamamen gizli kalacak. | Open Subtitles | يجب أن يبقى ما ترونه اليوم سرياً للغاية. |
Duydup gördükleriniz... Gaz yüzünden! | Open Subtitles | أياً يكن ما تسمعونه أو ترونه فهو بسبب الغاز |
Wikipedia sayfalarında gördükleriniz de böyledir. | TED | هذا ما ترونه على صفحات ويكيبيديا. |
Çünkü burada gördükleriniz Thomas Friedman'ın düz dünyası, öyle değil mi? | TED | لأن ما ترونه هنا, ما ترونه هنا هو "العالم المسطح" كما توقعه توماس فريدمان اليس كذلك؟ |
Tek bildiğiniz gazete ve televizyonlarda gördükleriniz. | Open Subtitles | كل ما تعرفونه هو ما ترونه وتسمعونه في القنوات . |
gördükleriniz veya yaptıklarınız artık beni ilgilendirmez. | Open Subtitles | أيّا كان ما رأيتموه أو فعلتموه لا يعنيني |
Biraz önce gördükleriniz hakkında konuşmak için buradayım. | Open Subtitles | انا هنا لاقول ان ما رأيتموه للتو |
gördükleriniz mahkemede delil olarak kullanılamaz. | Open Subtitles | كلّ ما رأيتموه لن يُقبل في المحكمة. |
Az önce gördükleriniz bir roldü. | Open Subtitles | ما رأيتموه للتو كان تمثيلية. |
Bu alanda gördükleriniz arkaplandaki radyasyonların nerede olabilecekleri. | Open Subtitles | ما تراه في هذه المنطقة حيث إشعاعات الجزيئات الطبيعية ستكون |
Aynen öyle... Hafızanızı gördükleriniz aracılığıyla düzeltebilirsiniz. | Open Subtitles | بالتحديد، إن ذاكرتك بوسعها التحقق عبر ما تراه. |