Uydulardan bazıları, bunun gibi, bir kamerada görebileceğin fotoğraflar sağlıyorlar. | TED | بعض هذه الأقمار توفر صورًا مثل هذه، والتي تظهر ما ستراه من خلال الكاميرا. |
Bu şekilde yukarıya baktığın müddetçe tek görebileceğin şey kötü bir atıştır. | Open Subtitles | , حسناً ، إذا أستمريت بالنظر إلى الأعلى مثل ذلك . كل ما ستراه هو ضربة سيئة |
Ve arkamda, görebileceğin en büyük yasal destek olacak. | Open Subtitles | ومع ذلك سيكون عندى اكبر دفاع قانونى ستراه |
görebileceğin en iyi şekilde yapıyordu. | Open Subtitles | فقد أصبحت جيدة جداً، إن نظرت إليها بطريقة معينه |
Orada görebileceğin şeyleri kaldırabilecek misin? | Open Subtitles | أواثقة من أنكِ جاهزة لما قد ترينه بالداخل؟ |
Bilmiyorum, sonsuzluğu görebileceğin bir yer yok mudur? | Open Subtitles | لا أعرف، هل هناك مكان يمكنك فيه رؤية اللانهاية؟ |
Neden sadece haftasonları ve tatillerde görebileceğin bir çocuk yaparsın ki? | Open Subtitles | لما تزعج نفسك بالحصول على طفل لو كنت ستراه فقط في العطلات و الأجازات؟ |
Bu satışta görebileceğin tek kişi bir postacı. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الّذي ستراه على الإطلاق هو رجل البريد. |
- Bu dünyada görüp görebileceğin son şey benim yüzüm olacak. | Open Subtitles | وجهي هو آخر ما ستراه على هذه الأرض |
- görebileceğin en hızlı hırsız. | Open Subtitles | -أسرع لصٍ بارع اليدين ستراه في حياتك |
Ama ben görebileceğin en güçlü toprak bükücüyüm. | Open Subtitles | لكنني أقوى مُخضع أرض ستراه عيناك... |
Görüp görebileceğin en aptal herifler. | Open Subtitles | . أغبي شخص ستراه في حياتك |
Çünkü bu görebileceğin son şey olacak. | Open Subtitles | لأن هذا سيكون آخر شيئ ستراه |
görebileceğin en iyi şekilde yapıyordu. | Open Subtitles | فقد أصبحت جيدة جداً، إن نظرت إليها بطريقة معينه |
Gerçekten de hayatında görebileceğin en fevkalade kızıl saçlara sahipti. | Open Subtitles | كان حقاً أجمل شعر أحمر قد ترينه |
Florida'da kar görebileceğin tek yer. | Open Subtitles | إنّه المكان الوحيد في (فلورِدا) الذي يمكننا فيه رؤية الثلج |