Et ve kanı olan bu mantıksız bağımlılığın ötesini görebilen biri. | Open Subtitles | يري خلف هذه الحالة من اللامنطقية من الولاء للحم والدم |
Efendim, gerçekten geleceği görebilen bir bilgisayar yapabilirsek... o zaman, bu gezegen ve insanlık için yapabileceğimiz iyilikleri düşünün! | Open Subtitles | .. سيدي ، إذا كنا نستطيع بناء حاسوب يري المستقبل ، إذاً . إذاً فكر في تلك الأشياء الجيدة التي يمكننا فعلها لهذا الكوكب |
Karanlıkta görebilen bir adam hakkında. | Open Subtitles | انه عن شخص يري في الظلام |
Sonunda, gerçek potansiyelimi görebilen bir adam tam da gitmeyi düşünüyordum. | Open Subtitles | أخيراً, قابلت رجل يستطيع أن يرى قدراتي الحقيقية عندما خططت للمغادرة |
Ve size söyleyebilirim ki, körseniz, görebilen bir dünyada hayatınızı sürdürmek biraz zor, gerçekten öyle. | TED | و هل أستطيع إخباركم ، العمل في عالم يرى عندما لا تستطيع أنت أن ترى، إنه صعب نوعا ما..إنه حقا كذلك. |
Aynı zamanda, hayaletleri görebilen, uzun isimli bir çocuk için endişelenen bir adam olacağız | Open Subtitles | . وايضا , سنكون رجال قلقين من قبل ولد مع اسم طويل الذي يمكن ان يرى الاشباح |
Liderler ileriyi görebilen kişilerdir. | Open Subtitles | و القائد شخص يري الطريق |
Cisimlerin içini görebilen biri nasıl bu kadar kör olabilir? | Open Subtitles | كيف يمكن لمن يمكن أن يرى بالأشعة السينية أن يكون أعمى هكذا؟ |
Yalanları görebilen kişi berbat bir yalancı. | Open Subtitles | الرجل الدي يرى الكدب هو في الحقبقة كادب فظيع |
Ses aldıklarını görebilen var mı? | Open Subtitles | ـ هل يمكن لأي شخص أن يرى إذا حصلوا على الصوت؟ |
Bu haritaların hepsi, vücudun tamamını değil de bazı kısımlarını görebilen birileri tarafından çizildi. | Open Subtitles | كل خريطة منهم رسمها رجل يرى الصورة جزئيًا، لا كاملة. |
Bu nedenle, hayatlar tehlikede olduğu sürece gülleri görebilen insanlara ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لهذا السبب عندما تكون هُناك حيوات في خطر، فإنّنا بحاجة إلى رجل يرى ورود. |
Bu hikâyedeki asıl faydayı görebilen kimse yok mu? | Open Subtitles | ألا يُمكن لأحدٍ أن يرى الصالح العام في هذا السيناريو؟ |