Hayaletleri görebilme yeteneğim sayesinde benim için özel kişiyi ilk karşılaşmada fark edebildim. | Open Subtitles | ربما، بفضل قُـدرتي الخاصة على رؤية الأشباح تعرّفتُ على شخص مُميّز بالنسبة لي و تمسكت بهِ فوراً |
Ve içimizden kimin ölümü görebilme şansı daha yüksek? | Open Subtitles | ومن منا, كما يبدو, قادراً على رؤية الموتى؟ |
Bir avukatının gücünün, büyük resmi görebilme becerisinden geldiğine inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن قوة المحامي تكمن في القدرة على رؤية الصورة الأكبر |
Geleceği görebilme güçlerini düşünürsek beni durdurmayı denemenin mantıksız olduğunun kesinlikle farkındasındır. | Open Subtitles | بقدرتكِ على رؤية ...المستقبل بالتأكيد أنتِ تعرفين إنّ محاولة إيقافي ليستْ أمراً حكيماً |
Ailelerimizi tekrar görebilme şansımız. | Open Subtitles | القدرة على رؤية أسرنا مرة أخرى |
Bu kendimizi apaçık bir biçimde görebilme ve böylece kim olduğumuzu, başkalarının bizi nasıl gördüğünü ve dünyadaki yerimizi anlama kabiliyetidir. | TED | إنه القدرة على رؤية أنفسنا بوضوح، وفهم هويّتنا (من نحن)، وكيف يرانا الآخرون، وكيف ننسجم مع العالم. |
Üzerinde deney yaptığımız 30 çocuk arasında diğer taraftan olan şeyleri görebilme yeteneğini geliştiren ilk çocuk sendin. | Open Subtitles | من بين 30 طفلا أجرينا عليهم تجاربنا أنا و(بيل)، كنت أول من أصبحت لديها القدرة على رؤية الأشياء من الجانب الآخر. |