"göreceğiniz" - Translation from Turkish to Arabic

    • ستراه
        
    • سترونه
        
    • ترونه
        
    • تراه
        
    • التي ترونها
        
    • سوف ترون
        
    • سترون
        
    • التي سترونها
        
    • بالطبع بالنسبة
        
    Rahat etmeye bakın çünkü ölmeden önce göreceğiniz son şey bu olacak. Open Subtitles صحيح، حسناً علل نفسك بها لأنها آخرُ شيءٍ ستراه قبل أن تموت
    Yoksa sonrasında göreceğiniz şey bir rehinenin pencereden aşağı düşmesi olur. Open Subtitles وإلاّ الأمر التالي الذي ستراه يحدث هو رهينة تسقط من النافذة.
    Ve şimdi göreceğiniz bu küçük çocuğun iki dakika içinde beş hipotez deneyeceği. TED وما سترونه الآن هو كيف أن هذا الطفل الصغير سيختبر خمس فرضيات على مدى دقيقتين.
    göreceğiniz ilk kayıtta iki fil aynı anda salınıp düzeneğe ulaşıyorlar. TED والشريط الأول الذي سترونه هو فيلة تم إطلاقها معا يأتيان على العدة.
    Ve göreceğiniz ilk şey, çapraz yaklaşık bir metre kesit gösteren bir ekran. TED واول شيء يمكن ان ترونه هو شاشة شفافة بعرض متر واحد
    Nehir üzerinden göreceğiniz manzara muhtemelen şöyle. TED وانت على الارجح بصددر ان تراه بهذه الطريقة، على نهر.
    Ve göreceğiniz şeylerden biri erkekler çizgisinin ölüm oranının aşağı, aşağı, aşağı, aşağı, aşağı indiği. TED أحد الأشياء التي ترونها هو خط الذكور معدل الوفيات ينحدر وينحدر وينحدر وينحدر
    Etiyopya gibi yerlerde sık sık göreceğiniz tablo boyunlarında bu şekilde cımbız taşıyan kızlar, bu cımbızı kirpiklerini koparmak için kullanıyorlar. TED إذن فما ستراه في أماكن مثل إثيوبيا فتيات لديهن ملاقط كهذه حول أعناقهن، والتي يستعملنها لإخراج رموشهن.
    Ve gerçekten, eğer bunu yapabilirseniz göreceğiniz şunun gibi bir şey olacaktır. TED و في الواقع، إذا كنت تستطيع عمل ذلك ما ستراه هو شيء كهذا
    Tek göreceğiniz şey ağız alevi olacak sonrasında cehenneme biletiniz kesilmiş olacak. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي ستراه هي قنابل الوميض تتبعها تذكرة مباشرة للجحيم
    Web sitesinin ana sayfasına gidince göreceğiniz şey bu. Open Subtitles إذا فهذا ما ستراه إذا ذهبت إلى الصفحة الرئيسية للموقع.
    - İyice bakın. göreceğiniz ilk bilgisayar. Open Subtitles الكمبيوتر الأول الذي ستراه أبدًا
    Hızlıca, göreceğiniz şey, sahaya inmeden birkaç dakika önce Juliano Pinto dış iskeletli olarak topa vurdu ve bunu bütün kalabalığın önünde tekrar yaptı. göreceğiniz ışıklar operasyonu tarif etmektedir. TED ما سترونه بسرعة هو جوليانو بينتو بالهيكل الخارجي وهو ينفذ ركلته قبل دقائق قليلة من النزول إلى أرض الملعب وتنفيذ الإنجاز الحقيقي أمام الجمهور كافة، والأضواء التي سترونها تصف العملية.
    Bir dakika içinde laboratuvarımıza girdiğini göreceksiniz, ki göreceğiniz karışıklıktan bu anlaşılıyor. TED و في دقيقة سترونه يدخل المختبر، الذي يتم التعرف عليه من خلال الفوضى التي ترونها.
    Şimdi size bu kadar geriye gitseydiniz göreceğiniz en büyük farklardan birine dair taslak bir versiyonu verdim. TED و قد أعطيتكم نسخة مرسومة عن اختلاف واحد فقط سترونه لو عدتم بالزمن.
    Bu da bir denizaltı ile dalacak olsanız, gerçekten bunu göreceğiniz anlamına geliyor. TED وهذا يعني ان هذا ما سوف ترونه ان قمتم بالغوص بواسطة غواصتنا
    Ve normal bir bebek monitöründe göreceğiniz şey böyle bir şeydir. TED وهذا إلى حد كبير ما ترونه مسجلاً من هذا الجهاز.
    Bu üç yerde de göreceğiniz şey Honolulu, Oakland ve Mexico City'de kentsel hack çekirdeğindeki elementler. TED وذلك ما تراه في هذه الأماكن الثلاثة، في هونولولو وفي أوكلاند، وفي مكسيكو سيتي، هي العناصر الأساسية في القرصنة المدنية.
    Bu iplikler fiziksel olarak zıt yönde uzanıyorlar, ve birazdan göreceğiniz gibi bu uzanım yaşayan hücreleriniz için birtakım komplikasyonlar yaratıyor, özellikle de DNA kopyalanırken. TED ولكنها تسير باتجاهين متعاكسين مما يشكل بعض من المضاعفات للخلايا الحية كما سوف ترون عادة عندما يتم نسخ الحمض النووي
    Şimdi göreceğiniz tepkime tamamen zihinsel çabayla oluşturuldu ve ışıklandırmayla hiçbir ilgisi yok. TED فالاستجابة التي سترون مدفوعة بالكامل بالمجهود الذهني وليس لها علاقة بتغير مستوى الإضاءة
    Şimdi ilk defa göreceğiniz veriler sunacağım. TED وهذه هي المرة الأولى التي نقدم فيها هذه المعلومات التي سترونها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more