"görecektin" - Translation from Turkish to Arabic

    • أن تري
        
    • يجب أن ترى
        
    • تريها
        
    • أن تراني
        
    • كان يجب أن تراها
        
    • كان يجب أن تريه
        
    • كان عليك رؤية
        
    • أن ترى النظرة
        
    • أن ترى ما
        
    Babanın, hayatını bağışlamam için nasıI yalvardığını görecektin. Open Subtitles كان لا بد أن تري الطريقة التي كان أباك يتوسل فيها من أجل حياته. هذا غير مفيد.
    Yüzünü görecektin. Onun için çok üzüldüm. Open Subtitles كان لوحده عليك أن تري وجهه لقد شعرت بالحزن عليه
    Büyük evi ilk gördüklerinde yüzlerinin aldığı hali bir görecektin. Open Subtitles يجب أن ترى وجهيهما عندما رأتـا المنزل الكبير أول مرة
    Ben çocukken görecektin onu sen. Open Subtitles إنكِ لم تريها عندما كنتُ صغيراً
    Sen burayı bir de 40'lı yıllarda görecektin. Tam bir şahaneydi. Open Subtitles كان ينبغي أن تراني في الأربعينات يارجل، كان هذا هو المكان المناسب
    Aslında tam tersi. Bebek kucağındayken bakışlarını görecektin. Open Subtitles في الواقع العكس صحيح يجب أن تري النظرة في عينيه
    Çocuklarına davranış şeklini bir görecektin. Open Subtitles كان عليكِ أن تري كيف كان يعامل هؤلاء الأطفال
    Bu sabah çıkardığı çıngarı görecektin sen asıl! Open Subtitles يجب أن تري المعركة التي أقامتها هذا الصباح
    Sen bir de göndermediğim fotoğrafımı görecektin. Open Subtitles كان يجب أن تري الصورة الأخرى التي كنت سأرسلها لكِ.
    Karısı hamile kaldığında bizim müdürü görecektin sen. Bebek 6 aylık olunca karısını striptiz işinden çekti. Open Subtitles كان يجب أن تري المدير حين كانت زوجته حامل بعد ست شهور من الحمل جعلها تتوقف عن التعري
    Annabelle'e yaptığımı görecektin. Open Subtitles كان يجب أن تري الترتيب الذي قمت به لـ أنابيل
    Masadan kalkınca, morgdaki stajyerin yüzünü görecektin. Çok komikti. Open Subtitles كان يجب أن ترى وجه الطبيب عنما نهضت إنه كان يستهزأ , المرح قد أنتهى
    Sen asıl kızın kafasının olduğu öbür yarısını görecektin. Open Subtitles يجب أن ترى ذلك الجزء من الجسد مع تموضع الرأس عليه
    Stoick'i ilk devraldığı zaman görecektin. Open Subtitles كان يجب أن ترى ستويك عندما تولى المسؤولية أول مرة
    Tanrım, bir de açık havada görecektin. Open Subtitles يا إلهي، عليكِ أن تريها في الخارج
    Onu görecektin anne. Open Subtitles كان يجب أن تريها أمي
    - Okuldan sonra judo yapardım. Birinci sınıfta. O zamanlar görecektin. Open Subtitles ،مارست الجودو بعد المدرسة .الصف الأول، كان يجب أن تراني
    Geçen gün onu o olayların içinde görecektin. Haber için hayatını riske atmıştı. Open Subtitles كان يجب أن تراها في نشاطها منذ أيام، مجازفة بحياتها من أجل قصةٍ
    - Sağlamdır. Eskiden, gerçek bir aktivist olduğu zaman görecektin. Open Subtitles إنه مهذب، كان يجب أن تريه قديما عندما كان ثوريا حقيقيا
    Terzi bacaklarımın iç ölçüsünü alırken gözlerinin nasıl fırladığını görecektin. Open Subtitles كان عليك رؤية عينيها تبرزان عندما قاس الخياط بين ساقي
    Çatı penceresinden aşağı atladım tüm cephanemi harcadım son adamı da göğsünden işaret fişeğiyle vurdum fişeği fırlattığımda adamın suratının halini görecektin. Open Subtitles ثم قفزت خلال المَنوَر، وأفرغت خزانة رصاصاتي بأكملها وأصبت الرجل الأخير في صدره بمسدس الألعاب النارية. ويلاه، كان عليك أن ترى النظرة التي كانت على وجهه عندما اشتعلت القذيفة.
    Kasabada olanları görecektin. Open Subtitles كان عليك أن ترى ما حدث في البلدة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more