Burada, Hickory Sokağı'nda bir şeyler var, bu iki ölümün ardındaki göremediğimiz şeyler. | Open Subtitles | هناك شئ ما في طريق هيكوري شئ ما خلف تلك الوفيتان لا نراه |
Sadece henüz göremediğimiz bir yerde. Henüz yapamadığımız bir bağlantı var. | Open Subtitles | الأمر أنّه يوجد شيء لا نراه هناك صلة لم نربطها بعد |
Görünmezlikle ilgili en ilginç şeylerden birisi, göremediğimiz şeyleri aynı zamanda anlayamıyoruz. | TED | أحد الأمور المثيرة للاهتمام في الأشياء الخفية هو أن ما لا نستطيع رؤيته لا نستطيع فهمه أيضاً. |
Yer çekimi göremediğimiz ve anlayamadığımız şeylerden birisi. | TED | الجاذبية هي أحد الأشياء التي لا نراها والتي لا نفهمها. |
göremediğimiz kara madde ve karanlık enerjinin varlığını öğrendik. varlığını öğrendik. | TED | والتي لا يمكننا رؤيتها. لذلك فأنتم تنظرون الأن لصورة فعلية لشيء أظلم. |
Bazen bizim göremediğimiz ve hissedemediğimiz şeyleri görür ve hissederler. | Open Subtitles | أحياناً يرون أشياءً لا نراها ويشعرون بأشياء لا نشعر بها |
Tamam, o her kimse, şu anda göremediğimiz bir düşmanla uğraşıyoruz. | Open Subtitles | حسناً، أياً كان هذا نحن نتعامل مع عدو لا يمكننا رؤيته |
göremediğimiz hasar üstünde düşünmeye başladım. | Open Subtitles | بدأت بالإعتقاد عن الضرر الذى لا تستطيع رؤيته |
Bu videolarda ne var bilmiyorum ama göremediğimiz şey çoktan belli olan geleceğimiz. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ما الموجود فى أشرطة الفيديو و لكن ما لا نراه . لا يعد مستقبلا مؤكدا |
göremediğimiz bir şey için destek atışından feragat edemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نطلق ناراً للتغطية لأجل شئ لا نراه |
- göremediğimiz bir şeyi nasıl bulacağız? | Open Subtitles | لازال علينا أن نجده حسناً كيف يمكنا أن نجد شيئاً لا نراه ؟ |
göremediğimiz diğer şey, insan genomudur. | TED | شيء آخر لا نستطيع رؤيته هو سلسلة الجينات البشرية, |
Bu özel kamera, oldukça çok karşılaşılan hayvanların yaptığı, ama bizim bir kerelik göz açıp kapamada göremediğimiz şeyleri görüş olanağı sundu. | TED | هذه الكاميرا الفريدة أعطتنا رؤية أوضح لما تفعله الحيوانات الشائعة ولكننا لا نستطيع رؤيته في غمضة عين. |
Gelecek hakkında gerçekten bilgi edinmenin bir yolu göremediğimiz kadar uzakta olan gezegenlerdir. | TED | لذلك في الواقع، إحدى الطرق لاستشراف المستقبل هي عن طريق كواكب بعيدة جداً لدرجة لا نستطيع رؤيتها. |
Yerçekimi göremediğimiz bir şey, bu nedenle de anlayamıyoruz. | TED | الجاذبية هي أحد الأشياء التي لا نستطيع رؤيتها، ولا نفهمها. |
"Ruhların, göremediğimiz topraklarında anlatılması gereken hikâyeler çığlık atıyor." | Open Subtitles | ، وبه الكثير من الأرواح التاهتة ..التي لا يمكننا رؤيتها ، صارخين بقصصهم التي يجب أت تحكى |
Hayatımızın her anında,... göremediğimiz ve dokunamadığımız bir güce maruz kalırız. | Open Subtitles | كل لحظة من حياتنا، ونحن نجرب القوة التي لا يمكننا رؤيتها أو لمسها. |
Ama ne kadar dikkatli bakarsak bakalım hâlâ tam olarak göremediğimiz şeyler var. | TED | لكن توجد أشياء على الرغم من كوننا ننظر إليها بتمعن إلا أننا لا يمكننا رؤيتها |
Hayatta,sorgusuz suâlsiz kabullenip inandığımız ve göremediğimiz bir ton şey var.Mesele ruhlar olunca neden aynı şeyi yapamıyorsun? | Open Subtitles | أعني أن هناك العديد من الأشياء في الحياة التي نتعامل معها بالإيمان أشياء لا نراها لمِ لا تستطيعين فعل ذلك مع الأرواح ؟ |
Bu yeteneğe sahip olduğumu farkettiğimde göremediğimiz bu küçük dünyayla deneyler yapmak istediğimi anladım. | TED | عندما اكتشفت هذه الموهبة لدي أردت القيام بتجارب في هذا العالم الذي لا يمكننا رؤيته. |
göremediğimiz hasar üstünde düşünmeye başladım. | Open Subtitles | بدأت افكر بالدمار الذى لا تستطيع رؤيته |