- Kulağa ilginç geliyor. - Seni bir daha göremeyeceğim. | Open Subtitles | ـ ذلك يبدو جذّابًا ـ أنا لن أراك أبدًا ثانيةً |
Bunu doğumgünün için saklamıştım, ama görünen o ki seni bir daha göremeyeceğim... | Open Subtitles | لقد كنت أحتفظ بهذا لعيد ميلادك لكن بما أنني على الأرجح لن أراك |
Buradaki son günü. Onu bir daha göremeyeceğim. | Open Subtitles | إنها ليلتها الأخيرة هنا لن أراها مرة أخرى |
Şimdi gitmeisini engeller ve ona neler hissettiğimi anlatamazsam Onu birdaha göremeyeceğim. | Open Subtitles | وإذا لم أصل إليها فى الوقت المناسب وأخبرها بشعورى فربما لا أراها ثانية |
Vücudumun benim asla göremeyeceğim yerlerini... görüyorsun. | Open Subtitles | أنت تَرى أجزاءَ من جسمِي التي لن يمكنني ان اراها. |
Savaşın sonu ne olursa olsun şundan o kadar eminim ki ne Atilla'nın bu saraya girdiğini ne de senin Roma sokaklarında zafer turu attığını göremeyeceğim. | Open Subtitles | مهما كانت نتيجة الحرب، أنا أكثر من متيقنه بأنى لن أرى ابدأ أتيلا صاعدا درجات هذا القصر، |
Bizi ne zaman büyük annemlere bıraksalar onları bir daha göremeyeceğim düşüncesi beynime saplanıp kalıyordu. | TED | في كل مرة يتم تركنا في منزل جدنا، أكون عالقةً في الفكرة أنني لن أراهم مرة أخرى أبدًا. |
Evet, bu da demek ki sen üsse geri dönmek zorundasın ve iki hafta boyunca seni yine göremeyeceğim. | Open Subtitles | أجل، ذلك يعني أن عليكَ العودة إلى القاعدة وذلك يعني، أنني لن أراك إلا بعد أسبوعان، وأنا أكره ذلك |
Şehrin öbür ucunda, seni hiç göremeyeceğim bir yerde olman... içine sinmemiş. | Open Subtitles | وقرر أنك لا يجب تعيينك فى الجانب الآخر من المدينة حيث لا أراك أبداً |
Şey! Sanırım seni baloda göremeyeceğim. | Open Subtitles | حسن، أعتقد أنني لن أراك في الحفل لكنني سأخبر الجميع |
Seni bir daha göremeyeceğim sanmıştım. Hadi buradan gidelim. | Open Subtitles | اعتقدت أنني لن أراك مجدداً هيا، لنذهب من هنا |
Uzun zamandır yoktun. Seni bir daha göremeyeceğim sanıyordum. | Open Subtitles | أنت إختفيت طويل جدا إعتقدت بأنّني لن أراك ثانية. |
İşe yarayacaksa, yarınki maçını göremeyeceğim için üzgünüm. Yeni kıza en berbat mesaileri veriyorlar. | Open Subtitles | إن كان لهذا قيمة، آسفة لأنني لن أراك وأنت تلعب غداً |
Ne yazık ki göremeyeceğim ama yarın ilk işim bu olacak. | Open Subtitles | لن أراها للأسف، لكن هذا أول ما سأفعله غدًا صباحًا |
Onu bir daha asla göremeyeceğim. Bu konuda seni nasıl affedebilirim? | Open Subtitles | لن أراها أبدا ثانية كيف عساي أغفر لك ذلك؟ |
lvy,bir daha göremeyeceğim bir kızla yakınlaşma hakkında söylediklerim doğru değildi. | Open Subtitles | أيفي ، لم أعن ما قلته ... بخصوص التعلق بفتاة ربما لن أراها مطلقاً |
Bir kereye mahsus bizim şehre gelecek ama ben onu göremeyeceğim. | Open Subtitles | وهذه المره الاوله اللتي ستاتي فيها المدينه وانا اعرف انني لا اراها ابدا |
Ama galiba canlı bir ağacın dallarını asla göremeyeceğim. | Open Subtitles | ولكني أظن أني لن أرى أبداً فروع شجرة حية |
Seni, seni, seninle şu anda telefonla konuşuyorum, ...yarın yemek yiyeceğiz, o yüzden pek değil, ama... diğer kişiler, bir daha asla göremeyeceğim kişiler. | Open Subtitles | أنت ، أنت ، أنا أتحدث لأحدهم عبر الهاتف الآن و سأتناول طعام العشاء مع بعضهم غدا لذا ليس كثيرا ، لكن أشخاص آخرين ، أشخاص لن أراهم مجددا |
göremeyeceğim, duyamıyacağım, koklayamayacağım şeyleri görüp duyup koklayabiliyorum! | Open Subtitles | يمكني أن أر أسمع وأشم أشياء التى لايجب أن أرها أو أسمعها أو أشمها |
Biliyorsun, ailemi bir daha asla göremeyeceğim. | Open Subtitles | أتعرف , لدي عائلة بأكملها لن استطيع ان اراهم ابدا |
- Evet, ve onu asla bir daha göremeyeceğim. | Open Subtitles | -نعم. أتَعْرفُ ماذا؟ لَنْ أَراها ثانيةً. |
İnsanlar penislerinin ucunu kesiyorlar testislerini kesiyorlar ve senin yüzünden Eema'yı bir daha göremeyeceğim. | Open Subtitles | الناس بقطع وينتهي من قضبان... ... والخصيتين وأنا أبدا ستعمل Eema انظر مرة أخرى... ... وأنه نظرا للكم. |
Herkes ellerini göremeyeceğim bir yere koysun. | Open Subtitles | والآن , يارفاق , ضعوا أيديكم بحيث . لا يمكنني رؤيتهم |
Korkarım ki artık sana bakınca benim tarafımı tutan karımı veya çocuklarımın annesini göremeyeceğim. | Open Subtitles | للأسف كلما نظرت إليك من الآن فصاعداً، فلن أرى زوجتي التي تساندني أو أم أطفالي |
ve tüm mantığım dedi ki bu mekanı bir daha asla göremeyeceğim. | Open Subtitles | وكنت اظن انني لن ارى هذا المكان ثاني مرة |
Onu nasılsa bir daha hiç göremeyeceğim. | Open Subtitles | فعلى الأرجح أنى لن أتمكن من رؤيته مجدداً بعد الآن |
Muhtemelen güneş doğana kadar göremeyeceğim bir suitim var yukarıda. Gerçekten mi? | Open Subtitles | لدى جناح بالطابق العلوى على الارجح لن اراة حتى شروق الشمس حقاً ؟ |