| Ona neler olduğunu gören tek kişi bendim. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي رأى ما كان يحدث في الحقيقة له |
| - Cesedi gören tek kişi Georges'du... | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي رأى الجثة كان جورج |
| Bir şeylerin yolunda olmadığını gören tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | انت لست الشخص الوحيد الذي يرى ان هناك شيء غير صحيح. |
| Salonda ıslak ve çıplak bir adam gören tek kişi ben miyim? | Open Subtitles | هل أنا الوحيد الذي يرى شخصاً عارياً مبللاً في غرفة الجلوس؟ |
| Kelly bunu gören tek kişi. | Open Subtitles | كيلى) كان الوحيد الذى رأى ذلك) |
| Bu elbiseyi gören tek kişi sendin. | Open Subtitles | كنت الوحيد من رأى الفستان |
| Bak, bütün bildiğim, onu gören tek kişi sensin. | Open Subtitles | اسمعي، كل ماأعرفه هو أنكِ الشخص الوحيد الذي شاهده |
| Binbaşı Mujtaba, Ramal'ı iş üstünde gören tek kişi. | Open Subtitles | الرائد (مُجتبى)، هو الشخص الوحيد الذي رأى (رامال) في الحدث. |
| Eğer haklıysan, Ray Sheckman bu kanunsuz kahramanın yüzünü gören tek kişi olabilir. | Open Subtitles | لو كنتي محقة (راي شكمان) قد يكون الشخص الوحيد الذي رأى وجه الحارس الليلي على الاطـلاق |
| Ajan Finley o adamların yüzünü gören tek kişi. | Open Subtitles | العميل (فينلي) هو الشخص الوحيد الذي رأى وجوه المختطفين |
| Ajan Finley o adamların yüzünü gören tek kişi. | Open Subtitles | العميل (فينلي) هو الشخص الوحيد الذي رأى وجوه المختطفين |
| Ama canavarı gören tek kişi o değil. | Open Subtitles | لكنّها ليست الوحيد الذي يرى الوحوش. |
| Bunu gören tek kişi ben miyim yoksa? | Open Subtitles | أو هل أنا الوحيد الذي يرى ذلك؟ |
| Bu dünyayı olduğu gibi gören tek kişi o. | Open Subtitles | الوحيد الذي يرى العالم على حقيقته. |
| Kelly bunu gören tek kişi. | Open Subtitles | كيلى) كان الوحيد الذى رأى ذلك) |
| Bir şeyler gören tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | لست الوحيد من رأى شيئًا |
| Ve bunu yaparken onu gören tek kişi Domergue idi. | Open Subtitles | و الوحيد الذي شاهده يفعل ذلك كانت دامرغو |