"görmesi için" - Translation from Turkish to Arabic

    • ليراه
        
    • ليرى
        
    • حتى ترى
        
    • لكي يراه
        
    • لكي يرى
        
    • ليراها
        
    • ليشاهده
        
    • أن لذاته
        
    • حتى يراه
        
    Yani siz hepimizin görmesi için adamı alıp sonra da çarmıha mı gerersiniz? Open Subtitles لذا أنت تَأْخذُ شخص وتصْلبُه على سارية ليراه الجميع؟
    Birincisi, adadaki tüm denizcilerin görmesi için fazla küçüktü. Open Subtitles الأول كان صغيراً ليراه كل البحارة في الجزيرة
    Bilirsin işte korkusuz liderinin ışığı görmesi için arkadaşınla görüşürsün. Open Subtitles تعرف.. ساعد رئيسك الشجاع ليرى المحاسن في صديقه الجديد النائب
    Koparılan kelleyi saçından tutarak kaldırırlar-- çoğu insanın düşüncesinin aksine, halkın kafayı görmesi için değil... kafanın o insanları görmesi için, çünkü... sekiz saniye boyunca bilinç yerinde olacaktır. Open Subtitles ليس ، كما يعتقد الناس ، ليروا الرأس للحشد و لكن للرأس المقطوع ليرى الحشد ...لأنه يظل بكامل وعيه لثمانية ثوانٍ أخرى
    Yüzüğümü görmesi için eldivenimi çıkarttım. Open Subtitles لذا فنزعت قفازي و مددت يدي حتى ترى خاتمي
    Herkesin görmesi için avluda kalacak. Open Subtitles ينبغي أن يكون في الفناء لكي يراه الجميع
    - Yani piyanistin ölen karısını görmesi için onu kullanması gibi siz de onu kullanıyorsunuz. Open Subtitles كما استخدمها عازف البيانو لكي يرى زوجته الراحلة أنت تستعمل تاي غونغ شيل أيضا
    Onların özel olacağını sanmıştım, bütün dünyanın görmesi için değil. Open Subtitles من المفترض أن تكون خاصة، وليست معروضة ليراها العالم أجمع.
    ...sonra bunu yakalıyor ve hepimizin görmesi için sergi duvarlarına asıyorlar. Open Subtitles ثم الفوز به، وتعليقه على حائط ليراه الجميع
    Üzerinde o kadar uğraştım ki, başka birinin görmesi için çok heyecanlandım galiba. Neyse artık. Open Subtitles لقد عملّت بكلّ جهدي لبنائه، وأظنّ أنّي متحمس ليراه شخص آخر، ولكن...
    Sadece onun görmesi için koyduğum şeyi biliyor. Open Subtitles لقد عرف فقط ما وضعته أمامه ليراه
    Torunlarını görmesi için yaşamasını tercih ederim. Open Subtitles وأفضّل له أن يعيشَ ليرى أحفاده
    Ancak sonra barınak görevlileri harika bir şey yaptı. Kohl'un bedenini görmesi için Harper'ı getirdiler. TED ولكن عمال المأوى قاموا بأمر بارع، لأنهم أحضروا (هاربر) ليرى جسد رفيقه.
    - Bu sabah sizi görmesi için Mel Weintraub'u aradım-- - Oh, Faydası olmaz? Open Subtitles ... لقد هاتفت ميل واينتراب هذا الصباح ليرى - و ما النفع ؟
    Yüzüğümü görmesi için eldivenimi çıkarttım. Open Subtitles لذا فنزعت قفازي و مددت يدي حتى ترى خاتمي
    Yavaş. Bunu görmesi için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles بتبات لا أستطيع الإنتضار حتى ترى هذه
    - Herkesin görmesi için, bir kadının yatak odası. Open Subtitles العمل الداخلي لكي يراه الجميع
    Bay Page'den ileride yaşayacağı koşulları görmesi için uzanmasını istediğim kayıt altına alınsın. Open Subtitles ارغب ان يذكر بالسجل انني اطلب من السيد بايج ان يستلقي طوعا لكي يرى الظروف التي سيعيش بها
    İçinizden gelenin, insanların görmesi için dışarı çıkması gerekir. TED لذا ينبغي إظهارها للخارج، ليراها الناس.
    Onu vahsi hayatta nasil yakalayip medeniyete getirdiklerini ve tüm dünyanin görmesi için bir yere koyduklarini? Open Subtitles و كيف أنهم أمسكوه من الحياة البرية و أرجعوه للحضارة و وضعوه في معرض ليشاهده العالم كله؟
    Ama Napoleon işini görmesi için gerekenden altı kat fazla zehir aldığı halde ölmediği için insanüstü güçleri olduğuna inanır. Open Subtitles لكن نابليون مؤمن أن لذاته قوّة فوق طاقة البشر وعليه، سيأخذ ستّ اضعاف كمية السمّ اللازمة لقتل انسان
    Yaptığımız şey eski bir ağaç parçası almak... ve tüm dünyanın görmesi için onu olağanüstü bir altına dönüştürmek. Open Subtitles ما فعلناه هو أن أخذنا كتلة قديمة من الخشب وحولناه حتى يراه العالم أجمل وأروع ذهب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more