Rüyalar görmeye başladım ama en ufak bir anlam ifade etmiyorlardı. | Open Subtitles | بدأت أرى هذه الأحلام و التي لم تكن لها أيّ معنى |
Ama sonra o ahmakta herkesin gördüğünün ötesinde şeyler görmeye başladım. | Open Subtitles | ولكنني بدأت برؤية ما وراء ذلك المغفل الذي لم يراه الجميع |
Sizi buranın düzenli müşterilerinden bile daha sık görmeye başladım. | Open Subtitles | لقد بدأت أراك أكثر من بعض الزبائن الدائميين |
Küçükken çok fazla görürdüm ve son zamanlarda tekrar görmeye başladım. | Open Subtitles | كانت تنتابني أكثر من ذلك عندما كنت صغيراً وفقط مؤخراً بدأت تنتابني مجدداً |
İnterneti yeni kullanmaya başladım, potansiyelini yeni görmeye başladım. | Open Subtitles | تعلَم، لقد بدأتُ باستعمال الانترنت بدأتُ أرى إمكانياتها حقاً |
Yo, hayır, geleceğimi görmeye başladım, ve karanlık tarafından maskelenmiş. | Open Subtitles | لا، لا، لقد بدأت أرى مستقبلي وهو غارقٌ في الظلام |
Ve uçan şeyler, yıldızlar görmeye başladım, üstünkörü bir şekilde yüksek irtifada güneşe maruz kaldığım için görmezden geldim. | TED | و بدأت أرى أشياء تسبح و نجوم، و لقد تجاهلت ذلك ببساطة و أعتبرت الأمر تعرضا زائدا لأشعة الشمس على إرتفاع عالي. |
Fakat geçmişe bakıldığında, benliğimin tahrip edilişi o kadar fazla tekrar ediyordu ki bunun bir yapısı olduğunu görmeye başladım. | TED | ولكن وبالعودة لوقتها، تدميري لنفسي كان متكررا، بحيث أني بدأت أرى نمطا معينا يتردد. |
Belki bir şeyler yesem iyi olur. Çift görmeye başladım. | Open Subtitles | فربما قد أحتاج لبعض الطعام فقد بدأت برؤية الأشياء مزدوجة |
İçinde, yoluna kim yada ne çıkarsa çıksın, görevini yapmakta kararlı olan adamı görmeye başladım. | Open Subtitles | بدأت برؤية ذلك الإنسان بداخلك الذي كان مصراً على أن يؤدي واجبه غير مهتم بما يواجهه من عقبات في طريقه |
Seni karımdan daha sık görmeye başladım. | Open Subtitles | بدأت أراك أكثر من زوجتي |
Belirtileri yarım saat önce görmeye başladım. | Open Subtitles | بدأتُ أرى الأعراض قبل نحو نصف ساعة |
Şekiller görmeye başladım, Dee. Çoğunlukla rüyalarımda. Tıpkı eskisi gibi. | Open Subtitles | أنا بدأت معرفة أنماط معظمها في أحلامي كما كان من قبل |
Ve ben kendimi yeni bir amaç içerisinde görmeye başladım -- çıkıştaki yaşlı adam olarak değil, ileriye doğru oynayacak bir rolü olan biri olarak. | TED | وبدأت أرى مغزى جديد لحياتي، لست ذلك الرجل الذي قارب على نهاية عمره، إنما الرجل الذي ما زالت لديه رسالة يؤديها. |
Önceleri pek de fark yoktu ama sonra, bazı ufak değişiklikler görmeye başladım. | Open Subtitles | في البداية، لم تبدي أي اختلاف على الاطلاق لكن بعدها بدأت ألاحظ بضعة تغيرات طفيفة |
Evet, senin yanında olmanın nasıl bir şey olduğunu görmeye başladım. | Open Subtitles | نعم انا بدأت ارى كيف هي نوعية الاحداث معك |
Her baktığım yerde Cylon yüzleri görmeye başladım, tek gördüğüm bu. | Open Subtitles | ما بدأت برؤيته هو وجوه السيلونز فى كل مكان أنظر إليه |
Sonra bu düşünceleri, fikirleri, imgeleri kafamda görmeye başladım. | Open Subtitles | لذا عندها بدأت تراودني هذه الأفكار هذه الخواطر هذه الصور داخل عقلي |
Sonraları, ben rüyalar görmeye başladım. | Open Subtitles | في الآونة الأخيرة بدأ يراودني حلم , |
O kabusları görmeye başladım ve o kadar acı vericiydi ki bazen gözlerimi açmak istemiyordum. | Open Subtitles | بدأت أحلم بكوابيس وكانت مزعجة جداً حتي في بعض الأحيان لاأريد أن أفتح عيناي |
Bilemiyorum, ama gittikçe daha sık görmeye başladım ve bu beni deli ediyor. Tanrı olmak gibi bir şey bu. | Open Subtitles | لا اعلم , انا ارى الكثير وهذا يقودني الى الجنون , لا اعرف |