"görmeyeceğiz" - Translation from Turkish to Arabic

    • نرى
        
    • نراه
        
    • نراهم
        
    Arabaları adım adım akıllı yaparak, gerçekten ihtiyacımız olan kazanımları görmeyeceğiz. TED لذا فقط بجعل السيارة أكثر ذكاء، لن يمكننا أن نرى الفوز الذي نريده بالفعل.
    Bir başka deyişle, bu birbirimizi bir daha görmeyeceğiz demek oluyor. Open Subtitles بمعنى اخر هذا يعنى اننا لن نرى بعض بعد الآن
    Olur da dışarı çıkarsak, birbirimizi bir daha asla görmeyeceğiz. Open Subtitles من المحتمل أنه حينما نكون بالخارج لن نرى بعضنا البعض مجدداً
    5 dolarına bahse girerim ki, onu bir daha görmeyeceğiz. Open Subtitles خمسة دولارات وتقول نحن لا نراه مرة أخرى.
    Sadece bir av partisi için geliyorsa onu çok sık görmeyeceğiz demektir. Open Subtitles واذا لم تقم حفلة، فلن نراه الا قليلا.
    Gelecek yaza kadar onları görmeyeceğiz. Open Subtitles ولن نراهم الى أن يحين الصيف القادم
    "Bir daha karşılaşmayacağız, bir daha ışığı görmeyeceğiz." Open Subtitles أبداً لن نلتقى أبداً لن نرى النور ثانيةً
    Korkarım birbirimizi bir daha hiç görmeyeceğiz. Open Subtitles أَشْكُّ بأنّنا لَنْ نرى بعضنا البعض ثانيةً
    Üçüncü sınıfa kadar bir tane bile hasta görmeyeceğiz. Open Subtitles نحن لن نرى مريضاً واحداً حتى السنة الثالثة
    Madem birbirimizi bir süre görmeyeceğiz, kasetlerden birazını versene. Open Subtitles اذا كنّا لن نرى بعضنا البعض لفتره أعطني بعض الشرائط المصوره لنا
    Madem birbirimizi bir süre görmeyeceğiz, kasetlerden birazını versene. Open Subtitles اذا كنّا لن نرى بعضنا البعض لفتره أعطني بعض الشرائط المصوره لنا
    İleride birbirimizi bu kadar çok görmeyeceğiz muhtemelen. Open Subtitles ربما قد لا نرى بعضنا البعض كثيراً فى المستقبل.
    Çünkü onlar bu kılığı görmeyecekler hiç birimiz görmeyeceğiz. Open Subtitles أوه لأننا لن نرى هذا التمويه ولن يتأذى أي أحد منا.
    Sen bunu yapacaksın.... biz, birbirimizi bir daha görmeyeceğiz, ve sende biraz para kazanacaksın. Open Subtitles إن قمت بهذا، لن نرى بعضنا أبدا مرة أخرى، وستجمع بذلك بعض النقود
    Fark etmez. Birbirimizi fazla görmeyeceğiz zaten. Open Subtitles على كل حال من المحتمل ألا نرى بعضنا كثيرا
    Yani sonuçta, sırf L.A.'deyim diye, birbirimizi görmeyeceğiz anlamına gelmeyecek. Open Subtitles أقصد، فقط بسبب إقامتي بلوس أنجلس هذا لايعني أننا لن نرى بعضنا
    Aferin, Terri. Artık o elemanları görmeyeceğiz. Open Subtitles هذا جيدجدا يا تيري , لن نرى هؤلاء الفتية مرة أخرى أليس كذلك ؟
    Eğer haklıysak olağan bir imza ya da tutarlı bir kurban bilimi görmeyeceğiz. Open Subtitles و ان كنا محقين فلن نرى التوقيع الاعتيادي او ضحايا متماثلين
    Fark etmez çünkü bir daha asla görmeyeceğiz. Open Subtitles ليس مهم لأننا لن نراه مرة اخري
    Her neyse onu tekrar görmeyeceğiz. Open Subtitles مهما كان ذلك الشئ، فلن نراه مجدداً
    Yaptığı o kadar şeyden sonra, onu bir daha asla görmeyeceğiz. Open Subtitles بعد اعماله السـيئة معنا ،لن نراه مجددا
    Eğer bugünü atlatırsak, onları bir süre, yeniden görmeyeceğiz. Open Subtitles ان قمنا بالأمر اليوم فلن نراهم لفترة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more