| Kimse görmeyecek zaten. Artık barmen benim. İnsanları dışarı ben atacağım. | Open Subtitles | حسنا ، لن يراها أحد على أية حال الآن أنا عامل البار و أركل الناس للخارج |
| Kutu, yol boyunca valizimde kilitli kalacak ve onu kimse görmeyecek. | Open Subtitles | الصندوق سيكون مقفلاً في حقيبتي طوال الطريق ولن يراه أحد |
| Uyan artık, John Rhodes asla .... ...hapisane hücresi görmeyecek. | Open Subtitles | استيقظ جون رودس لن يرى زنزانة سجن من الداخل أبدا |
| O kadar hızlı hareket edeceksin ki, kimse seni görmeyecek en azından. | Open Subtitles | على الاقل انت سوف تتحرك بسرعة كبيرة ولن يراك احد |
| Sadece oraya gidip etrafa bir bakacağım. Kimse beni görmeyecek. | Open Subtitles | سأذهب لهناك فقط و ألقي نظرة و لن يراني أحد |
| Sadace bir şey söylicem, eğer kasabaya geri dönecek olursa bir daha bu eve adımını atmıcak ve kesinlikle Sutton'ı bir daha görmeyecek. | Open Subtitles | سأخبرك شيئا , لو عاد للمدينة لم يخطو خطوة واحده في هذا المنزل ثانيا و بالتاكيد لن يري ساتن مره اخري |
| California'ya geri döneceğiz ve bizi bir daha kimse görmeyecek. | Open Subtitles | سنعود إلى كاليفورنيا ولن يرانا احد مجدداً |
| Şey, eğer Noel arefesini yalnız geçireceksem, en azından kimse beni görmeyecek. | Open Subtitles | حسنٌ، علي قضاء مساء عيد الميلاد وحيدا، على الأقل لا أحد سيراني |
| Burs komitesi dışında bunu hiç kimse görmeyecek. | Open Subtitles | لكن لا أحد خارج لجنة المنحة سيرى هذا البرنامج. |
| Ben de kimse görmeyecek diye dağıtıyorum. | Open Subtitles | لذلك فأنا لا أرتب الأشياء لأن أحداً لن يراها |
| Ortam karanlık olacak, kimse görmeyecek bile. | Open Subtitles | سوف يكون المكان مظلمًا بالداخل لن يراها أحد |
| Hiç kimse görmeyecek onları. | Open Subtitles | وماذا في ذلك ؟ لا احد يمكنه ان يراها ؟ |
| Kimse görmeyecek zaten. Sonsuza kadar kalmayacak ya. | Open Subtitles | لا يهم ما تكتبه، فلن يراه أحد على أية حال |
| İsmi John olan at kuyruklu üzgün bir adamdan başka kimse onu görmeyecek. | Open Subtitles | ولن يراه أحد الا رجل تعيس بقصه ذيل حصان حسنا؟ |
| Tamam mı, başka kimse kaseti görmeyecek zaten. | Open Subtitles | تبا, لن يرى أحد الشريط لكنني أجده مضحكا جدا |
| Fakat biliyor musunuz, hiç zararı yok çünkü Mowgli artık o köyü Ve o çılgın kızı hiç görmeyecek. | Open Subtitles | لكن أتعرف هذا لا يهم لأن موكلي لن يرى تلك القرية.. ِ |
| O kadar hızlı hareket edeceksin ki, kimse seni görmeyecek en azından. | Open Subtitles | على الأقل ستتحرك سريعاً ولن يراك أحد. |
| Arabanın içinde kalacaksın, kimse seni görmeyecek. | Open Subtitles | ستبقى في السيارة، ولن يراك أحدٌ حينها |
| Bu seferki beni hiç görmeyecek, adımı bilmeyecek. | Open Subtitles | هذا الشخص لن يراني أبدا ولن يعرف اسمي |
| Parti, lekeyi Haziranda görmeyecek. | Open Subtitles | لن يري الحزب تلك الشائبة في يونيو |
| - Ne demek istiyorsun? Kimse bizi görmeyecek ki. Müzik cennetten gelir. | Open Subtitles | لن يرانا احد الموسيقى تطل من السماء |
| Diğerleri beni böyle görmeyecek. | Open Subtitles | هذه ليست الطريقة التي سيراني بها الآخرين |
| Benimle iş birliği yaparsan bu videoyu kimse görmeyecek. | Open Subtitles | إذا تعاونت معي، لا أحد سيرى هذا الفيديو. |
| Kimse öldüğünü görmeyecek. | Open Subtitles | لا أحد سيراك تموت سيد ويلر |
| Kimse seninle konuşmayacak. Kimse seni görmeyecek. | Open Subtitles | يجب أن لا يتحدث إليكِ أحد ولا يراكِ. |
| FBI video ağını kapattım, yani kimse beni dairede görmeyecek. | Open Subtitles | انا اخترقت بث الشرطة لن يرانى اى احد داخل الشقة اذا دخلتها ؟ |
| - Seni asla o gözle görmeyecek. | Open Subtitles | {\pos(172,260)}إنّها لن تراك بتلك الطريقة، أبداً |
| Hayır. Hayır, yemin olsun görmeyecek. | Open Subtitles | كلا، أقسم لكم أنها لن تراني ثانيةً أبداً. |