Ekranda bir ton kırmızı görmeye devam edebilirsiniz, çünkü daha geniş renkli bulutlarla artışları gösteriyoruz, kırmızılı daha büyük alanlar. | TED | لا تزالون ترون بقعة حمراء في الشاشة، لأننا نظهر زيادة في شكل سحب أكبر، أي مناطق أكبر ذات لون أحمر. |
Bu nedenle herkesi eşit önemde gösteriyoruz. | TED | وبالتالي فنحن نظهر الجميع بنفس الأهمية. |
Korku bulaşıcı olsa dahi, biz umudun da bulaşıcı olduğunu gösteriyoruz. | TED | على الرغم من أن الخوف مُعدٍ، فنحن نظهر أن هذا هو الأمل. |
Ve sağ tarafta, aynı veriyi gösteriyoruz ancak; burada gösterilen günlük vak'alar. | TED | و على الجزء الأيمن، نعرض بعض البيانات لكن هنا مع الوقائع اليومية |
fikir ise, gazetelerdeki gibi örneğin... size ilgili reklamları gösteriyoruz. | TED | لكن الفكرة هي، مثل، في صحيفة يومية، كمثال، نعرض إعلانتنا المتعلقة بالموضوع. |
Ama biz onlara yanıldıklarını gösteriyoruz. | Open Subtitles | عندما تدور ويختلّ توازنك تقف، |
Bir kısmında da, atalarının ne kadar ahlaksız olduklarını gösteriyoruz. | Open Subtitles | وبعضهم, حسناً، نُريهم كيف كان أجدادهم على قدرٍ من النذالة. |
İşin güzelliği burada- Adama 80,000 gerçek dolar gösteriyoruz. | Open Subtitles | هذا هو الجميل في الامر نحن نظهر للرجل 80،000 دولارت حقيقية |
Sizlere sanki bir şey ifade ediyormuş, gibi istatistikler ve veriler gösteriyoruz. | Open Subtitles | نحن نظهر لكم الإحصائيات و الجداول وكأنّها تعني شيئا |
Evet, sadece bunu gönül kırıcı alayla gösteriyoruz. - Evet! | Open Subtitles | أجل،نحن فقط نظهر ذلك عبر السخرية منك بشده |
Biz de, arka planda onun meşhur olma arzusunu gösteriyoruz. | Open Subtitles | لذا، نحن نظهر رغبته ليكون مشهوراً. |
Biz de, arka planda onun meşhur olma arzusunu gösteriyoruz. | Open Subtitles | لذا، نحن نظهر رغبته ليكون مشهوراً. |
Biz kızlara sevgimizi Sevgililer gününde gösteriyoruz. Onlar da 4 Temmuz'da bize istediğimizi patlatmamızda izin veriyor. | Open Subtitles | نظهر للفتيات الحبَ فى يوم الفالنتين، وهنّ يتركننا نطلق الصواريخ فى عيد الإستقلال! |
Hergün ona olan bağlılığımızı gösteriyoruz. | Open Subtitles | نظهر إلتزامنا في فتح هذا كل يوم |
Laroche'yi gösteriyoruz, tamam. | Open Subtitles | علينا أن نبقي على قضية المحكمة (نظهر (لاروش |
Biz yeni resimler yaparak, Yeni bir gerçeklik gösteriyoruz çünkü, bu, dünyanın bizi nasıl algıladığıyla ilgili. | TED | نحن نعرض واقع جديد فقط بعمل الصور لأن هكذا يرانا العالم. |
Şimdi batı tarafından doğuya giden tunaları gösteriyoruz | TED | والآن نعرض عليكم التونة في الجانب الغربي تذهب إلى الجانب الشرقي |
Filmleri yeniden gösteriyoruz. Sana ne ikram edebilirim? | Open Subtitles | إننا نعرض الأفلام ما الذى يمكننى أن أقدمه لك ؟ |
Kısacası, biz 5 yıldızlı bir restoranız ve dekor için geleceği parlak yerel sanatçıların eserlerini gösteriyoruz. | Open Subtitles | حسناً،بإختصار نحن مطعم خمسة نجوم و نحن نعرض أعمال الفنانين المحليين الواعدين كديكور للمكان |
Ama biz onlara yanıldıklarını gösteriyoruz. | Open Subtitles | عندما تدور ويختلّ توازنك تقف، |