"götürüp" - Translation from Turkish to Arabic

    • أخذها
        
    • أخذه
        
    • أخذتها
        
    • أخذك
        
    • آخذه
        
    • تأخذني
        
    • نأخذه
        
    • سآخذك
        
    • أخذوني
        
    • آخذك
        
    • يأخذك
        
    • تأخذين
        
    • سآخذها
        
    • آخذها
        
    • أخذتني
        
    Bence bu biraz daha ileri götürüp insanların üzerinde kullanman gereken bir özellik. Open Subtitles هذه صفة عليك أخذها للعمل في الأعلى و استخدمها مع الاشخاص المهمة لماذا؟
    Kâğıt fabrikana götürüp hamur hâline getirebilirsin. Hiç umurumda değil. Open Subtitles يمكنك أخذه لمصنع الورق الخاص بك وإعادة تصنيعه فلا أهتم.
    Ardından onu eve götürüp suyun altında iyice sabunladım ve kafasına masaj yaptım sonra bir havluyla kuruladım. TED ثم أخذتها لمنزلها وطليتها بالرغوة في الحمام ودلكت فروة رأسها وجففتها بالمنشفة.
    Seni alıp polis karargahına götüreceğim, orada bir Louisiana Marshal'ı seni New Orleans'a götürüp ipe gönderecek. Open Subtitles أنا أخذك إلى مقر الجوالة حيث مارشال لويزيانا سوف يستلمك يرجعك إلى نيو أورليانز وحبل المشنقة
    Hiç birşey yapmamıştım, Onu Disney World'e götürüp Playstation falan almamıştım. TED لم أكن قد فعلت أي شيء , لم آخذه إلى عالم ديزني أو اشتري له بلاي ستيشن.
    O arabaya beni alması için ve o tabuta da mezarlık için ihtiyacım var. Chrissy, neden onun tabutunu eve götürüp tüm işleri ayarlayamıyorum? Open Subtitles و أريد أن تأخذني هذه السيارة أنا و الكفن لمحرقة، لماذا؟
    Onu bir sokağın kenarına götürüp, kafasından vurabilirdik. Open Subtitles يمكن أن نأخذه إلى جانب الطريق ونطلق النار في الدماغه
    Gel seni Lipp'e götürüp, lâhana turşusuyla besleyeyim. Open Subtitles هيا ، سآخذك الى ليب ليب إسم مطعم وأطعمك ملفوف مخلل
    Beni içeri götürüp sorular sordular, korkunç şeyler anlattılar. Open Subtitles لقد أخذوني و سألوني كثيرا وأخبروني بأشياء فظيعة
    Şey diye düşündüm belki seni ormana götürüp beynine kurşunu sıkarım. Open Subtitles حسناً أفكر أن آخذك إلى أعماق الغابة وأضع رصاصة في راسك
    Seni bodruma götürüp, tekerleme söylerken yavaşça uzuvlarını kesişini hayal edebiliyorum. Open Subtitles يمكنني أن أراه يأخذك للقبو و يغني لك أغنية فيكتورية مخيفة
    Onları okula götürüp arkadaşlarına satabilirsin, biraz kar elde edersin. Open Subtitles يمكنك أخذها إلى المدرسة وبيعها لأصدقائك سوف تجني الربح والمال
    Bunu, bugünkü çiftçi pazarında gördüm. İçinizden biri daha sonra eve götürüp püre yapmak isterse, çekinmeyin söyleyin. TED وجدت هذا في سوق المزارعين اليوم. لو أن أحداً يريد أخذها للمنزل وهرسها لاحقاً، فعلي الرحب والسعة.
    Bence müzeye götürüp doğru düzgün incelemeliyiz. Open Subtitles ولكن أعتقد بأنه يجب علينا أخذه إلى المتحف لدراسته بشكل صحيح
    Mars'ta, ardında iki kişi bırakan uzak duracağın biri ya da evine götürüp rahat ettirmek isteyeceğin hüzünlü bir Amerikan Kahramanı... Open Subtitles معفى من تَركَ شخصان على المريخِ، أَو الجيد، البطل الأمريكي المأساوي الذي تود أخذه إلى البيت وتواسيه
    Belki parayı Bayan Simons'a götürüp ona her şeyi anlatmıştım ve para ondaydı. Open Subtitles ربما أخذتها للسيدة العجوز سيمونز. وأخبرتها بذلك والنقود كلها هناك
    Ben ne yapayım şimdi? Hücreye götürüp orada mı sorgulayayım? Open Subtitles بِحقّ الجحيم ماذا يَجِبُ أَنْ أفعل أخذك إلى غرفة خاصة ، وأستجوبك ؟
    Mısır ekmeğini öyle seviyorum ki okulun arkasına götürüp hamile bırakmak istiyorum. Open Subtitles أحب خبز الذرة كثيراً لدرجة أنني أود أن آخذه الى خلف مدرسة متوسطة وجعله حاملاً
    Beni odasına götürüp kapıyı açmanızı tercih ederim. Ki ben sessizce girebilirim. Open Subtitles لا ، اريدك ان تأخذني لغرفته وتفتح لي الباب لكي يُُفاجأ بقدومي!
    Onu eve götürüp envantere koymalıyız. Open Subtitles يجب أن نأخذه إلى المنزل لنجري لها عملية جرد
    Seni ön masaya götürüp Django'yla tanıştırayım. Open Subtitles سآخذك إلى الطاولة الأمامية بنفسي و سأقدمك إلى جانغو
    Beni doktora götürüp ilaç kullanmaya zorladılar. Open Subtitles لقد أخذوني للأطباء وحاولا إجباري على تناول الحبوب
    Biliyorsun ki, seni karakola götürüp ışıklar altında terletmek benim için yasal. Open Subtitles تعرفين، أستطيع أن آخذك إلى قسم الشرطة وأزعجك بالأسئلة
    Birisini eve götürüp annemle tanıştırabilirim. Ne söylemeye çalıştığımı anlıyor musun ? Open Subtitles شخص يأخذك للبيت ليعلمك اتعرف ماذا اعني ؟
    Lütfen bunu yukarıya götürüp açılmamış hediyelerin yanına koyar mısın? Open Subtitles هل تأخذين هذا للأعلى رجاءً وتضعيها مع الهدايا الغير مفتوحة؟
    Onu derse götürüp etrafa bir göz atacağım. Open Subtitles سآخذها إلي المدرسة , وألقي نظرة في الجوار
    Genellikle elektronik aletlere falan bakıyorum, atölyeme götürüp kurcalamak için. TED إنني عادةً أبحثُ عن الإلكترونيات القديمة فقط أشياء يمكنُ لي أن آخذها لورشة عملي وأفكها.
    Ve beni trend bi kıyafet mağazasına götürüp saçma kıyafetler aldırmayı denedi. Open Subtitles لـذا هي أخذتني لمتجر الملابس العصريّ وحـاولت جعلـي أشـتري بعض الملابس السخيفة،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more