Ufaklığı sınıra geri götürmek için nereden bir taksi bulabilirim? | Open Subtitles | أين يمكن أن أجد سيارة أجرة لأخذ الطفل إلى الحدود؟ |
Böbreğini St. Donald'a götürmek için bekleyen bir nakil ekibi var. | Open Subtitles | إذاً لدينا نقل منتظر " لأخذ كليتك إلى " سانت دونالدز |
Sürücüler onları seçtiğiniz varış yerine götürmek için hazırlar. | Open Subtitles | السائقين مُستعدين لأخذهم إلى الوجهة التي تختارونها |
Bu sandalyeleri şehrin diğer ucuna götürmek için üç bin dolar alacağız. | Open Subtitles | سوف نحصل على 3000 دولار كراتب لتوصيل هذه الكراسي عبر المدينه |
Avukatımı havaalanına götürmek için onbeş dakika var ama başaracağız. | Open Subtitles | أمامي 15 دقيقة لأوصل محامييإلىالمطار... هل سنفعلها؟ |
Birazdan birileri seni alt kata götürmek için burada olur. | Open Subtitles | شخص ما سيكون هنا بعد قليل لأخذك للطابق السفلي |
Garson kız oğlunu eve götürmek için gitti. Az farkla kaçırdın. | Open Subtitles | النادلة غادرت للتو لاصطحاب ابنها للمنزل، لقد فاتتك بقليل. |
Sanırım Origami'yi yürüyüşe götürmek için iyi bir zaman. | Open Subtitles | أعتقد انه الوقت المناسب لأخذ الكلب للتنزه |
Bunu hastaneye götürmek için uğramıştım. Kız kardeşimin henüz bebeği oldu. Onun için, hadi. | Open Subtitles | جئتُ لأخذ هذه بطريقي للمستشفى فقد رُزقت أختي بطفلة، فتعال الآن |
Çünkü anne babaları dışarıda onları eve götürmek için beklerdi ve bense yetimhaneye tek başıma dönerdim. | Open Subtitles | لأن آباءهم إنتظروهم في الخارج لأخذهم إلى البيت ومشيت إلى دار الأيتام بنفسي |
Ödül silahını eve götürmek için dört dönen adamlar var Leavenworth'ta. | Open Subtitles | هُناك رجال في سجن "ليفينورث" الفيدراليّ يقضون 20 عام لأخذهم أسلحة تذكارية للمنزل. |
Konukları oraya götürmek için lüks otobüsler tutarız... - ...ve tedarikçilerin de ulaşım masraflarını karşılarız. | Open Subtitles | سنستأجر حافلات فاخرة لتوصيل ضيوفنا وندفع ثمن تكاليف النقل للبائعين. |
- Anneme bir şeyler götürmek için. Hepsi bu. | Open Subtitles | لأوصل أشياء من أمي، هذا كلّ شيء |
Sizi havaalanına götürmek için bekleyen bir polis eskortu var. | Open Subtitles | لدينا مرافق من الشرطة ينتظر لأخذك إلى المطار. |
Aileler çocuklarını eve götürmek için geldiler. | Open Subtitles | وقد جاء الآباء لاصطحاب أولادهم للبيت |
Bizi annenin ve köpeklerinin bizi asla bulamayacağı bir yere götürmek için kullanabilirim. | Open Subtitles | أستطيع استعماله لنقلنا إلى مكان تعجز فيه والدتك وكلابها عن العثور علينا أبداً |
Gelini ve damadı düğüne götürmek için... | Open Subtitles | كي تأخذ العروس والعريس للزفاف |
Ama plana göre hareket edersek başarılı olursak, Yavru'yu UUAB'ye götürmek için birkaç saatlik vaktimiz olacaktır. | Open Subtitles | لكن لو جرىكلشيءطبقًاللخطة... لو أمكنا فعل هذا... سيكون لدينا عدة ساعات كي نوصل الذرية للوكالة |
Seni California'ya götürmek için geldim. | Open Subtitles | . "جئت لإعادتك معى إلى "كاليفورنيا |
Hava alanında bir Chopper helikopteri onu Manticore'a götürmek için bekliyor. | Open Subtitles | هناك مروحية في المطار لإعادته إلى مانتيكور |
Ailelerinizi güvenli bölgeye götürmek için hızlı hareket etmeniz gerekecek. | Open Subtitles | الاليين طويلا يجب ان تتحرك بسرعة لان تخرج عائلتكم |
Biraz önce Memphis'teki güzel insanlara götürmek için en iyi otlarımdan aldınız. | Open Subtitles | لقد أشتريت أفضل أنواع حشيشي لتأخذه لأشخاص طيبون في " ميمفس " |
Ancak açık olan tek şey, buradan ayrılmak için can attığı ve beni yanında götürmek için de her şeyi söyleyebileceği. | Open Subtitles | لكن من الواضح أنها تحاول بشدة أن تغادر هذا المكان وستقول أي شيء لتجعلني أذهب معها. |
Sonra da sizi oteline götürmek için bir bahane bulacaktır. | Open Subtitles | وبعدها سيجد عذرا ما ليأخذك إلى الفندق حيث يسكن |