| Eğer senin için neyin iyi olduğunu biliyorsan gözümün önünden çekil. | Open Subtitles | اخرج, أغرب عن وجهي إن كنت تعلم ما هو الأفضل لك |
| Şimdi şu ucuz kaplamalara yapışmak istemiyorsan siktir git gözümün önünden. | Open Subtitles | الآن، اغرب عن وجهي قبل أن أحطّم لك أسنانك الرخيصة، حسناً؟ |
| Şu İspanyol köftesine de söyleyin, derhal gözümün önünden yokolsun! | Open Subtitles | اما بالنسبة لهذا الدب الأسبانيالضخم,هنا.. أبعدوها عن وجهي فوراً |
| Birine dokununca bütün hayatı gözümün önünden geçiyor. | Open Subtitles | أَلمْسُّ شخص ما , فيمر شريط حياته .المليء بالرعب أمام عيني |
| Tedaviyi bulmamıza bir gün kaldı. Bunu gözümün önünden ayırmayacağım. | Open Subtitles | يفصلنا يوم عن إيجاد الترياق ولن أدعها تغيب عن ناظريّ |
| Ne zaman gözümün önünden ayrılsalar... birilerinin onlara bir şeyler yapmasından korkuyorum. | Open Subtitles | من ان يفعل احد ما شئ لهم كل ثانية يغيبون عن ناظري |
| Valizimizi gözümün önünden ayırmamamı ve isim etiketini kaybetmememi söyledi | Open Subtitles | بأن أبعد حقيبتنا بعيداً عن نظري ولا تضيع شعار حقيبتك |
| Almazsak senin boktan hatan. Şimdi gözümün önünden kaybol. | Open Subtitles | إذا لم نحصل عليه ذلك خطأك و الآن إغرب عن وجهي |
| Pişman olacağım bir şey yapmadan çekil gözümün önünden. | Open Subtitles | لا، لمَ لا تغرب عن وجهي قبل أن أفعل شيئاً أندم عليه؟ |
| gözümün önünden kaybolmasını söyledim. Söylediğim son şey buydu. | Open Subtitles | اخبرتها بأن تغرب عن وجهي لقد كان هذا أخر ماقلته لها |
| Hayır, gözümün önünden defol. Seni bir daha görmek istemiyorum. | Open Subtitles | كلا أقصد أغرب عن وجهي لا أريد رؤيتك ثانيةً |
| Onları koyacak başka yer yoktu ve o aptal kızını da gözümün önünden çek. | Open Subtitles | لا يوجد لديّ مكانٌ آخر أضعها فيه. وأبعدي ابنتكِ الغبيّة عن وجهي. |
| Şu polisin amına komadan alıp götürün gözümün önünden. | Open Subtitles | أبعدوا هذا الشرطيّ عن وجهي قبل أن أوسعه ضربًا |
| gözümün önünden alın şu CIA itini. | Open Subtitles | أخرجوا قمامة الاستخبارات الأمريكية عن وجهي |
| Sadece hayatım bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti. Sen hangi kahrolası şeye ateş ediyordun? | Open Subtitles | فقط شريط حياتي يمر أمام عيني ما الذي كنت تطلق عليه؟ |
| Bu yüzden, anlaşma imzalanana kadar, bunu gözümün önünden ayırmayacağım. | Open Subtitles | إلى أن يتم توقيع المعاهدة لن أدع هذا يغيب عن ناظريّ |
| Oraya buraya sürdüm durdum... seni gözümün önünden ayırmadan. | Open Subtitles | أسرعت عائدا وماضيا بدون أن أدعك تغرب عن ناظري |
| Bones, seni kimin öldürmek istedigini ögrenene kadar seni gözümün önünden ayıracak degilim. | Open Subtitles | كتلة العظام, لن أدعك تغيبين عن نظري إلى أن أعرف من يحاول قتلك |
| Hiçbir kabiliyet gözümün önünden kaybolmanı sağlamaz. | Open Subtitles | لا وجود لقدرة تستخدمها قد تخوّلك الهرب من بصري. |
| Kaybol gözümün önünden yoksa ağabeyin gibi ölürsün. | Open Subtitles | باكارد, ماذا أنت فاعل يارجل؟ هل أنت مجنون إبتعـد عن طريقي ياغلام وإلا ستموت مثل اخيـك |
| Babamdan kalan tek şey bu. Bir daha gözümün önünden ayrılmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | إنها الشيء الوحيد الذي لدي من أبي لن أدعها تغيب عن بصري ثانية |
| Üssümden ve gözümün önünden çıkıp gitmeniz için 1 saatiniz var. | Open Subtitles | لديك ساعه واحده تكون خارج القاعده و بعيداً عن نظرى للأبد |
| Oh, Hayır. Bu götü boklu siktiğimin iskeletorunu çekin gözümün önünden. | Open Subtitles | خذ صاحب المؤخرة النتنة هذا بعيدا عن وجهى |
| Ben de sana ofisini kendi bokunla boyamak zorunda kalmadan önce gözümün önünden çekilmen için bir dakika veriyorum. | Open Subtitles | وأنا سأعطيك دقيقة لتخليص نفسك من أمام وجهي قبل أن أدهن مكتبك ببولك |
| Bundan sonra kimse gözümün önünden kaybolmasın. | Open Subtitles | من الان فصاعدا لن يبتعد احد عن ناظرى |
| Defol gözümün önünden! | Open Subtitles | اغربي عن وجهي ما دمتُ اتكلم معك بلطف |
| Bir gün, bir anda gözümün önünden kaybolup gitmen en çok korktuğum şey bu. | Open Subtitles | أن تختفي يوما ما من امامي هو اقصى ما اخشاه |