Belki de cevap tüm basitliğiyle gözümüzün önündeyken.. ..olayları zorlaştıran bizizdir. | Open Subtitles | ربما أننا نعقدها في حين أن الجواب بسيط وأمام أعيننا مباشرة |
Sonunda, Venüs deneyimizin baş müfettişi olarak görevimden ayrıldım çünkü gözümüzün önünde değişen bir gezegen çok daha ilginç ve önemlidir. | TED | أخيرا، استقلت كمحقق رئيسي في تجربتنا على الزهرة لأن كوكبا يتغير أمام أعيننا أكثر أهمية وإثارة للاهتمام. |
Bu, her zaman gözümüzün algılayabileceğinden daha hızlı hareket eden maddelerle ilgili olmuyor. | TED | ولا يتعلق الأمر دائمًا بكون العالم يتحرك بسرعة كبيرة مما يجعل أعيننا غير قادرة على رؤيته |
Kendine ait büyük bir karanlık noktası vardı, bulutlar atmosferinde süzülüyordu ve bu şeyler gözümüzün önünde ortaya çıkıyordu. | Open Subtitles | كان لديه بقعته الكبيرة بقعة مظلمة فى حالته سحب بيضاء تطفو فى جوّه تلك الأشياء تجلّت أمام أعيننا |
Eğer onu gözümüzün önünden ayırırsak bir daha asla göremeyiz. | Open Subtitles | إنْ نحن أبعدناه عن أنظارنا فلن نراهُ مُجدَّداً. |
Tam bir virajı almıştık ki, güneş gözümüzün içine girdi. | Open Subtitles | ونحن نجيء هذه الزاوية وحقّ الشمس في عيوننا. |
Vampir gündüz de dışarıda olabileceğini düşünmeliyiz. gözümüzün önünde. | Open Subtitles | علينا أن نضع بالإعتبار إمكانية خروج مصاصين الدماء نهاراً ، أمام أعيننا. |
Yeni dünyaları görmek için gözümüzün limitlerini aşabiliriz | Open Subtitles | يمكننا تخطي حدود أعيننا لرؤية عالم جديد بالكامل. |
Ve gözümüzün üzerinde olması gereken, birkaç çatışan grup var. | Open Subtitles | الآن هناك بعض الفصائل التي تحاربنا يجب أن نضع أعيننا عليها، حسنا؟ |
Gaby desen, çocukları gözümüzün önünde... seri katile dönüşüyor. | Open Subtitles | غابي,بناتك يتحولن لقتلة متسلسلين أمام أعيننا |
Böylece gözümüzün önünde kariyerinin çöküşünü izleriz. | Open Subtitles | لنتمكن من مشاهدة حياتك المهنية تنتهي أمام أعيننا |
Onları bu işi gözümüzün önünde yaptığınızı düşündüremem. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أجعلهم يعتقدون بأن الطاولة ستقلب من أمام أعيننا |
Restorandan bir çifti aldılar, gözümüzün önünde öldürdüler. | Open Subtitles | قاموا بالإمساك على زوجين من مطعم و قتلوهما أمام أعيننا |
Oldukça karmaşık bilgisayımsal bir sistem gözümüzün önünde saklanıyor. | Open Subtitles | نظام حاسوبي في غاية التعقيد موجود أمام أعيننا لكنه غير مرئي |
Sadece ne yapacağımı bilmiyordum. gözümüzün önünde ölüyordu. | Open Subtitles | إلا أنني لم أعلم ماذا أفعل فهي تموت مباشرةً أمام أعيننا. |
bir otobüsün gözümüzün önünde infilak ettiğini gördük. | TED | شاهدنا حافلة تتفجر أمام أعيننا. |
Yanlış yönlendirmeyi düşünürsek, başka bir tarafa bakma gibi bir şey düşünürüz. Halbuki gerçekte bu çoğu kez tam gözümüzün önünde olan görmesi en zor olan şeylerdir, her gün baktığınız fakat göremediğiniz şeylerdir. | TED | عندما نتحدث عن التضليل غالبًا ما نربطه بحرف النظر ولكنّ التضليل يتعلّق بما يقع نصب أعيننا ونعجز عن رؤيته أي كلّ ما لم نعد نبصره لأننا اعتدنا النظر إليه يوميًّا |
Bu bize gözümüzün ve kulağımızın veya dokunma duyumuzun limitini gösteriyor. Gerçekten görüyor muyuz? | TED | هذا يظهر كيف أن أعيننا أو سمعنا أو حاسة اللمس حقاً محدودة ... هل نبصر حقاً؟ |
Bunu bilmek çok zordu. Ve sonunda, cevaplar gözümüzün önündeydi. | Open Subtitles | وأخيرا، كانت الأجابات هناك أمام أعيننا |
Patronun malı üstündeyken, gözümüzün önünden ayrılmaman gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف أنّه لا يُفترض أن تُغادري أنظارنا ومعكِ عِتاد الزعيم. |
'Jhumki bizim canımızdı ve hayatımızın gözümüzün önünden akıp gitmesine nasıl dayanabilirdik? | Open Subtitles | جومكي هي حياتنا وأن نرى حياتنا تموت أمام عيوننا ونحن أحياء ، تدمرت شجاعتنا |
Gelin, gözümüzün önünde saklanan sahteciliğin karanlık güçlerini ortaya çıkaralım. | TED | فلنلقِ الضوء على قوى التزوير المظلمة المختفية عن مرأى النظر. |