"gözünü kırpmadan" - Translation from Turkish to Arabic

    • بدم بارد
        
    • دون تردد
        
    • بلا تردد
        
    • بدون أن ترمش
        
    • بدون تردد
        
    Bu aşağılık herifi serbest bırakmak için, iki kadını gözünü kırpmadan öldüren adamdan mı bahsediyorsun? Open Subtitles تعني نفس الشخص الذي قتل امرأتين بدم بارد لكي يطلق سراح هذا الأحمق؟
    Bu aşağılık herifi serbest bırakmak için, iki kadını gözünü kırpmadan öldüren adamdan mı bahsediyorsun? Open Subtitles أتعني ذات الشخص الذي قتل امرأتين بدم بارد ليطلق سراح هذا الوغد؟
    Kocasını gözlerinin önünde gözünü kırpmadan öldürdüğünü söylüyor. Open Subtitles قالت انكى قتلتى زوجها بدم بارد وكان لون عينيكى مختلف
    Kendi adamını bile gözünü kırpmadan vurabilecek manyağın teki. Open Subtitles إنه من ذلك النوع من المجانين الذي يمكنه قتل أحد رجاله دون تردد
    Babanı tanıyorsun. Neler yapabileceğini biliyorsun. gözünü kırpmadan öldürür. Open Subtitles إنّك عليمة بأبيك وبما يستطيع فعله، سيقتل بلا تردد.
    Vay be, gözünü kırpmadan bayağı durabiliyorsun. Open Subtitles يمكنك أن تمضي الكثير من الوقت بدون أن ترمش يا فتى.
    Birkaç saat önce İmparatorluk'taki herhangi bir sulh yargıcı gözünü kırpmadan beni sallandırırdı. Open Subtitles منذ ساعات مضت، أي قاضِ في الإمبراطورية كان سيشنقني بدون تردد ..
    Doğrusu Vasco o çocuğu gözünü kırpmadan vurdu. Open Subtitles الحقيقة هي أن "فاسكو" أطلق النار على هذا الصبي بدم بارد
    gözünü kırpmadan insanları öldür, demedim ben. Open Subtitles لم أقل لك أن ترتكب جريمة قتل بدم بارد.
    gözünü kırpmadan polis öldürüyor. Sonra da silahını çalıyor. Open Subtitles قتل شرطي بدم بارد وسرقة سلاحه
    Onu gözünü kırpmadan öldürecek misin? Open Subtitles هل تريد ان تقتله بدم بارد ؟
    Onu gözünü kırpmadan öldürecek misin? Open Subtitles هل تريد ان تقتله بدم بارد ؟
    Onu gözünü kırpmadan öldürmüşsün. Open Subtitles لقد قتلته. بدم بارد.
    Tıpkı Bakan, Ethan Hunt'ın altı Sırbı gözünü kırpmadan öldürdüğü için göz altına alındığını söyleyen telefonu aldığında olduğu gibi. Open Subtitles وكنت موجوداً عندما تلقى الوزير اتصالاً هاتفياً يفيد بأن (إيثان) كان محتجزاً بسبب قتل ستة قوميين صرب بدم بارد
    Ama bekçi onu, gözünü kırpmadan vurdu. Open Subtitles ولكنه أطلق عليها النار دون تردد
    Onlar gözünü kırpmadan öldürürler. Open Subtitles إنهم يقتلون دون تردد
    Babanı tanıyorsun. Neler yapabileceğini biliyorsun. gözünü kırpmadan öldürür. Open Subtitles إنّك عليمة بأبيك وبما يستطيع فعله، سيقتل بلا تردد.
    Ya da o beni gözünü kırpmadan öldürecek. Open Subtitles أو هو سيقتلني بدون أن ترمش عينه
    Dün siz gelir gelmez o adamlar gözünü kırpmadan buradan gitmişti. Open Subtitles حسنًا بمُجرد وصولك بالأمس هؤلاء الرجال رحلوا بدون تردد.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more