O çocukların beni polise şikayet etmesine göz yumamam. | Open Subtitles | لن أدع هؤلاء الأطفال أن يُسلمونني إلى السُلطات. |
Daha fazla masum insanın ölmesine göz yumamam. | Open Subtitles | لا يمكنني ان أدع المزيد من الناس الأبرياء تموت |
Şu Ayna'nın içindeki güç her neyse, Freya'nın kullanmasına göz yumamam. | Open Subtitles | اي قوة تحتويها هذه المرأة انا لن ادع فريا تحصل عليها |
Fakat, Elric Kardeşleri aramayı terketmiş olmanıza göz yumamam. | Open Subtitles | على أي حال, أنا لا أستطيع قبول تركك البحث عن الإخوة إلريك |
Araştırmalarının kitle imha silahına dönüşmesine göz yumamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أسمح لبحثهم أن يتحوّل إلى سلاح دمار شامل. |
Arkamdan ucuz numaralar çekmeye çalışmalarına göz yumamam. | Open Subtitles | فلا يمكنني السماح لهم بالقيام ببعض الخدع الرخيصة من ورائي |
Aldatmaya göz yumamam. | Open Subtitles | لا أستطيع تقبّل الخيانة. كان يجب أن أهجرها. |
Ama birisinin en temel hakkını koruduğu için hapse gitmesine de göz yumamam. | Open Subtitles | لكن لا يمكنني ترك رجل يدخل السجن لبقية حياته... لفعل ما هو معروف كأبسط حق للرجال: |
Hayır. Buna göz yumamam. | Open Subtitles | لا ، لا يمكنني التغاضي عن هذا |
Hastaneden on altı sokak uzakta öylece beklemesine göz yumamam. | Open Subtitles | لن أتركه يموت هُنا على بُعد 16 بناية مِن المشفى. |
Düğünlerinin tekrar ertelenmesine göz yumamam. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أدع زفافهما يتأجل مرة أخرى. |
Kızımın, silah satıcılarıyla, İranlılarla ve Tanrı bilir başka kimlerle parti yapmasına göz yumamam. | Open Subtitles | لا يُمكن أن أدع إبنتي تحتفل مع تجار سلاح و إيرانيين و آخرين الله وحده يعلم من هم |
Oraya çıkmamana göz yumamam. Evet, gelecek. | Open Subtitles | لن أدع تلك الفرصة تفوتك أجل، ستذهب |
Ama kimsenin Ray Penbar'ın benimle tanıştığını bilmesine göz yumamam. | Open Subtitles | ... لكن علي أن لا أدع أحد يعرف بأني كنت باتصال مع راي بنبار |
Hayır, Takur! Bu piçin yaşamasına göz yumamam artık. | Open Subtitles | لا تاكور انا لن ادع هذا الوغد يعيش اكثر من ذلك. |
Robinin bu herifle kampa gitmesine göz yumamam. | Open Subtitles | لا استطيع ان ادع روبن تذهب لتخييم مع هذا الشاب |
Kararım yanlış olabilir ama bu tür bir itaatsizliğe göz yumamam. | Open Subtitles | ربما عليك إعادة النظر في موقفك التأديبي تجاهها ربما كان قراري خاطئاً لكنّي لا أستطيع قبول ذلك النوع من التمرد |
Biliyorsun, bu tür bir davranışa göz yumamam Julie. | Open Subtitles | تعرفين أنني لا أستطيع قبول هذا النوع من السلوك .. (جولي). |
Valentine'ın Melek Kılıcı'nı aktive etmesine göz yumamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أسمح لـ"فالنتاين" بأن ينشط "سيف الروح" أيضاً. |
Şimdi ise onu geri alabilir miyim, emin değilim. Bunun olmasına tekrar göz yumamam. | Open Subtitles | و الآن أنا لست متأكِّداً حتى أنني سأستعيد هذا الحب لا يمكنني السماح لهذا أن يحدث مرة أخرى |