Katarakt, gözbebeği arkasında duran, göz içindeki lenstir. | Open Subtitles | العتامة هي العدسة داخل العين التي تقبع وراء البؤبؤ |
Gözün anatomisinden biraz anlıyorlardı, ki lensin gözbebeği arkasında olduğunu ve görme kaybına bunun neden olduğunu kavramışlardı. | Open Subtitles | كان يفهمون تشريح العين وأن العدسة وراء البؤبؤ وهذا ما كان يسبّب فقد الرّؤية |
Adrenalin kloridin birkaç damlasının gözbebeği üzerindeki etkisi bu. | Open Subtitles | لاحظ تأثير بضعة قطرات من كلوريد الأدرينالين على بؤبؤ العين |
gözbebeği kaldı mı onu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم حتى ما إذا كان يملك بؤبؤا العين الآن |
gözbebeği küçülmüş. | Open Subtitles | تقلّص في البؤبؤين. |
Shahir'e sorsana, sol gözbebeği şişmişse hematoma aynı tarafta mı yoksa ters tarafta mıdır? | Open Subtitles | حسناً إسأله لو إنتفخت الحدقات في الجانب الأيسر هل التكتل الدموي على نفس الجانب أم المعاكس ؟ |
- Sağ gözbebeği büyüyor. Durumu acil. | Open Subtitles | الحدقة اليمنى متسعة، سنضطر لتركيب أنبوب قصبة هوائية. |
Bu yüzden bunlar gözbebeği genişlemesini ölçen yer güvenlik kameralarıdır. | Open Subtitles | هناك آلات تصوير دقيقة في الطابق يمكنها التقاط تغييرات حدقة العين |
Kafatası sinirleri ve gözbebeği refleksleri travmaya göre normal görünüyor. | Open Subtitles | ردود فعل القرنية و البؤبؤ يبدو أنها سليمة بالنظر إلى الإصابة |
Başka bir birincil baş ağrısı olan bölgesel baş ağrısı tek bir gözün arkasında yanma ve batma hissiyle kendini gösteriyor, bu da göz kızarıklığı, daralmış gözbebeği ve gözde akıntıya sebep oluyor. | TED | الصداع العنقودي، نوع آخر من الصداع الأساسي، يسبب حرقًا وطعنات متسلسلة من الألم خلف عين واحدة، مما يؤدي إلى عين حمراء وتقلص في البؤبؤ وتدلي الجفن. |
Karşı koyan gözbebeği varlığını 16 gündür sürdürüyor. | Open Subtitles | "البؤبؤ الجريء" ظل متواجداً لمدة 16 ساعة |
gözbebeği genişlemesi normal. | Open Subtitles | اتّساع البؤبؤ طبيعيّ. |
Sol gözbebeği şişmiş, sabit ve genişlemiş. | Open Subtitles | بؤبؤ العين اليسرى منفوخ. إنه ثابت ويتوسّع |
Kalp hızı yüksek, gözbebeği büyümesi sekiz milimetre, adrenal emülatör tam. | Open Subtitles | معدّل نبضات القلب ارتفع، بؤبؤ العين اتّسع ثمانية ميليمترات، محاكي الغدّة الكظرية في أقصى سعته. |
gözbebeği kaldı mı onu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم حتى ما إذا كان يملك بؤبؤا العين الآن |
gözbebeği büyümesi. | Open Subtitles | تمدد البؤبؤين |
Bilinçaltında hatırladığın gözbebeği genleşmesi... | Open Subtitles | أنت تتبع توسع الحدقات |
Hareketsiz gözbebeği, bilinçsiz konuşma, | Open Subtitles | الحدقات ضعيفة. النطق مُتمّتم. |
gözbebeği hareketleri doğruyu söylediğini işaret ediyor. | Open Subtitles | تقلصات الحدقة دلت على قوله الصدق |
Gerçek şok, gerçek sürpriz gözbebeği büyümesi, yüksek kalp atması yasal yoldan kazanmış. | Open Subtitles | صدمة حقيقية مفاجأة حقيقية اتساع حدقة العين زيادة دقات القلب فوز شرعي |