Ayrıca Plüton 1930'da Lowell gözlemevinde keşfedildiğinde herkes onun Lowell'in bulduğu gezegen olduğunu sanmıştı. | TED | وحين جرى اكتشاف كوكب بلوتو في 1930 في مرصد لويل، قال جمهور الفلكيين بأن هذا هو الكوكب الذي بشّر به لويل. |
Dünya Ticaret Merkezi'nin çöküşü, Columbia Üniversitesi'nin, New York, Palisades'teki gözlemevinde kaydedildi. | Open Subtitles | تم رصد إنهيار مركز التجارة العالمى من مرصد جامعة كولومبيا، نيويورك |
Yani Paranal gözlemevinde yıldız görürseniz hemen sağlık görevlisine danışınız! | Open Subtitles | أقول بصراحة : إذا رأيت النجوم في مرصد بارانال استشر الاسعاف على الفور |
gözlemevinde yerleri silerek başladım. | Open Subtitles | أخذت عمل أضافي في المرصد انظف الطوابق في الليل |
gözlemevinde, düşünüyor. | Open Subtitles | هو الآن في حالة تأمل عميقة في المرصد |
Uzay gözlemevinde birisinin söylediğini duymak istemeyeceğin 10 laftan biri | Open Subtitles | من بين عشر أمور لا تريد أن يقولها أحد في مرصد فضائي |
Çinli grubumla birlikte sahnede, sen ve ben bir gün bu terk edilmiş gözlemevinde, böyle bağlanacak, | Open Subtitles | بأنني أنا وأنتِ يوماً سينتهي بنا الحال ونكون في مرصد فلكي بسبب عاصفة ممطرة في جنوب فرنسا؟ |
Vatikan gözlemevinde bir bilim insanı. Sizden çok etkilendim. | Open Subtitles | و هو عالمٌ في مرصد الفاتيكان. |
Faust görünmez bir gözlemevinde saklanıyor. | Open Subtitles | يعيش في "فاوست" في مرصد غير مرئي |
gözlemevinde, çabuk! | Open Subtitles | في مرصد وسريعة! |
gözlemevinde buluşmayacak mıydık? | Open Subtitles | ألم نكن من المفترض أن نجتمع في المرصد ؟ |
Tamam, gözlemevinde hala hiç kamera yok. Holly? | Open Subtitles | حسناً ، لازال لايوجد موصلات في المرصد "هولي"؟ |
Adamımız, yarın öğle vakti zirvedeki gözlemevinde sizinle buluşması için ikna etti onu. | Open Subtitles | أقنعه عملائنا بمقابلتك غدا في منتصف النهار في المرصد على القمة ... |