| Ve eğer burada olsaydı gözlerinden çıkan ateş toplarıyla İngilizleri kül ederdi. | Open Subtitles | ولو كان هنا فقد يفني الإنجليز بكرات نار من عينيه |
| Yüzlerce adam öldürmüştür, ve eğer burada olsaydı, gözlerinden çıkan ateş toplarıyla | Open Subtitles | إنه يقتل الرجال بالمئات. و إذا كان هنا فسيهلك الإنجليز بكرات من عينيه... |
| Yunusun gözlerinden çıkan sihirli güçleri var! | Open Subtitles | هذا الدلفين لديه قوى سحرية تخرج من عينيه! |
| Sonra herşeye gözlerinden çıkan lazer ışınlarını yansıttı. | Open Subtitles | و ثم وضع أشعة الليزر من اعينه على كل شىء |
| Sonra herşeye gözlerinden çıkan lazer ışınlarını yansıttı. Gerçek lazer ışınları. | Open Subtitles | و ثم وضع أشعة الليزر من اعينه على كل شىء |
Arabic 
English 
French 
Spanish 
German 
Portuguese 
Turkish 