"Karımın yüzündeki çocuksu gülümseme kadınsı bir gülümsemeyle değişti." | Open Subtitles | وأن ابتسامة الطفل على صدرها ستغير زوجتى الطفلة إلى أمرأة |
Bir gülümsemeyle düzeltilemeyecek şey yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد هناك سيء لا يمكنك اصلاحة بإبتسامة. |
Yüzünde kalıcı bir gülümsemeyle doğan bir hayvanı kim nasıl sevmez ki? | TED | ما أعنيه، ما الذي لا يمكنك أن تحبه في حيوان وُلد بابتسامة ثابتة على وجهه؟ |
Sakinliğini ve kibarlığını koruyarak çok üzgün bir gülümsemeyle bana... | Open Subtitles | هو بقى هادئاً ولطيفاً وقال : لي مع إبتسامة حزينة جداً |
Yedi sanzatu oynuyordum ki suratında salak bir gülümsemeyle içeri daldı. | Open Subtitles | كان لدي سبعة أوراق رابحة,وهو فقط دخل علينا بتلك الابتسامة البلهاء على وجهِ |
Yüzümde her gün bir gülümsemeyle uyanmamın sebebi sensin. | Open Subtitles | أنت السبب فى رسم الإبتسامة على وجهى كل صباح. |
Seni elinde içki, yüzünde gülümsemeyle burada gördükçe midem bulanıyor. | Open Subtitles | رؤيتك هنا، والكأس بيدك وتبتسم تجعلني أشعر بالغثيان. |
Hiç olmazsa erkek örümcek yüzünde gülümsemeyle gidiyor öbür tarafa. | Open Subtitles | على الأقل يرحلون و ابتسامة مرسومة على وجههم |
Yaklaşık bir saat sonra, çocuk yüzünde bir gülümsemeyle ölüyor. | Open Subtitles | حوالي ساعة أو نحو ذلك في وقت لاحق أنه مات مع ابتسامة على وجهه |
O eve döndüğünde üzerinde krem şanti ve yüzünde gülümsemeyle onu kapıda karşılayacaksın. | Open Subtitles | يصل للمنزل تقابلينه عند الباب وانت لا ترتدين شيئا وتضعين الكريما المخفوقة و ابتسامة |
..dedi, yüzündeki koca gülümsemeyle. | Open Subtitles | لقد قالتها بإبتسامة كبيرة زائفة على وجهها |
Senin için teselli olacaksa, resmen söyleyebilirim ki yüzlerinde bir gülümsemeyle öldüler. | Open Subtitles | حسنا ان كان هناك عزاء يمكنني الان ان اقول رسمياً هم توفوا بإبتسامة على وجههم |
Eğer beceremezsem, ben de suratında koca bir gülümsemeyle ölmesini sağlarım. | Open Subtitles | حسنا ان لم يكن كذلك انا متأكدة انه سيحظى بإبتسامة على وجهه |
Dövüş bittikten sonra babanız memnun olmuş bir gülümsemeyle bir dövüş daha rica etti. | Open Subtitles | بعد ان انتهت المعركة,والدك طلب مني أن يبارزني مرة أخرى ولكن بابتسامة راضية |
Yüzümde bir gülümsemeyle uyanıyorum. | Open Subtitles | إنها تجعلني أستيقظ بابتسامة مرسومةٌ على وجهي. |
Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle gelen Einstein. | Open Subtitles | و أينشتاين ينزل هناك بابتسامة عريضة على وجهه |
Çünkü tek yaptığım komisyonumu düşünmek olacak. Yüzümde bir gülümsemeyle... | Open Subtitles | لأن كل ما يجول بخاطري هو مقدار عمولتي مع إبتسامة على وجهيّ |
Babaların, gerektiği zaman güvenilir, tutarlı düşünceli olması gerekir, gülümsemeyle birlikte. | Open Subtitles | الآباء منَ المفترض أن يكونوا موثوقين، ثابتين على مبدأ ومهتم عندما يجب عليه أن يكون ومـع إبتسامة |
Eminim buraya arabayla geldiğimde yüzünde gördüğüm gülümsemeyle hissettiklerimle aynıdır. | Open Subtitles | انا متأكد بانه نفس الشعور الذي حصلت عليه سابقاً عندما قدت السيارة ورأيت الابتسامة على وجهك. |
O gülümsemeyle öyle duruyorsun. | Open Subtitles | تَقِفُ هناك بتلك الإبتسامة الصغيرة. |
Dalgınca bir gülümsemeyle | Open Subtitles | وتبتسم بذهن شارد |
Yüzlerinde bir gülümsemeyle oturup sizi beklerler. | Open Subtitles | ستجدهم يجلسون بأنتظارك مع ابتسامه ترحيب على وجوههم |
Kocası, yüzünde bir gülümsemeyle orada vefat ettiğini söyledi. | Open Subtitles | وقال زوجها أنه ذلك المكان الذي وافتها المنية فيه مع إبتسامةٍ على وجهها |
- Bu kadar alçakgönüllü olma. Kocaman bir gülümsemeyle yürü. | Open Subtitles | أنت دائماً تبدأ منخفضاً جداً إدخل بضحكة كبيرة |
Hayatımın geri kalanını, günde sekiz saat yüzüme yapıştırdığım o sahte gülümsemeyle, kitaplara bakarak mı geçireceğim? | Open Subtitles | سأقضي ثماني ساعات يومياً ...ولبقية حياتي وإبتسامة مصطنعة ...ملصوقة على وجهي لأتحقق من الكتب |
Ayrıca, benim tanıdığım Michael, tüm bunları, yüzünde bir gülümsemeyle yapardı. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}و (مايكل) الذي أعرفه لكان سيفعل كل ذلك والإبتسامة تعلو محيّاه |
Yüzümde bir gülümsemeyle ona mı teslim etmem gerekiyor? | Open Subtitles | وأنا من المفترض أن أسلمها مع أبتسامة على وجهي |
Nikah salonuna gelir ve aptalca bir gülümsemeyle ölüm fermanını imzalarsın. | Open Subtitles | تأتي بابتسامتك الغبية وتحكم على نفسك بالإعدام |