"gülüyordu" - Translation from Turkish to Arabic

    • يضحك
        
    • تضحك
        
    • يضحكون
        
    • يبتسم
        
    • ضحك
        
    • يضحكان
        
    • كانت تبتسم
        
    • ابتسمت
        
    • يضحكُ
        
    • ويضحك
        
    • وضحك
        
    • يَضْحكُ
        
    Bana bunu anlattı, ve anlatırken çok eğleniyor ve gülüyordu. TED لقد اخبرني هذه القصة وكان سعيداً بها و اخذ يضحك
    Odayı terk ettiğimde muhtemelen beni nasıl kandırdığı hakkında düşünüp gülüyordu. Open Subtitles أنّه كان يضحك عليّ لأنّه قد تمكّن من خداعي بتلك الطريقة
    Arkama baktığımda ise Nandini bana gülüyordu. Open Subtitles وعندما نظرت خلفي رأيت ناندني كانت تضحك هل تعرفين ما قالته؟
    Gülmeye başladı. Bütün o kızıllığa gülüyordu. Open Subtitles ‫وبدأت تضحك، ‫تضحك على كثرة اللون الأحمر
    Kendime elektrik çarptırıp duruyordum ve bütün arkadaşlarım bana gülüyordu. Open Subtitles بقيت أصعق نفسي دائما، و كان أصدقائه يضحكون علي جميعاً
    8 yaşında bir kız var, daha bu sabah gülüyordu. Open Subtitles لدى فتاة تبلغ من العمر 8 سنوات الذي ذهب من يبتسم والتوقيع على هذا الصباح
    Sonra siyahi bir kızla çıktım ve babası deli gibi gülüyordu. Open Subtitles اوه, اه, بعدها واعدت فتاة سوداء, ووالدها كان يضحك بجنون, يارجل.
    O kadar çok gülüyordu ki gülmeyi durduramıyordu ve elinde benim belgem duruyordu. TED وكان يضحك بشدة .. ولم يستطع ان يتوقف عن الضحك وكان ممسكاً بورقة علاماتي بيده
    Güldüğünde, çok yüksek sesle gülüyordu yangın merdivenindeki güvercinleri korkutuyordu. Ve dördü hep beraber parkın yakınındaki evde yaşıyorlardı. TED عندما كان يضحك كان يضحك بصوت عالٍ حتي أنه يُفزع الحمَام على سلم الطوارئ. عاش أربعتهم في هذا المنزل المجاور للحديقة.
    O çocuklar ona gülüyordu. Hiç sana gülündüğü oldu mu? Open Subtitles هؤلاء الأطفال كانوا يضحكون عليه0 ألم يضحك أحد عليك من قبل؟
    Aslında, haberlerde kafasında çivi olan bir adam gördüm ağrı kesiciler sağ olsun, adam gülüyordu. Open Subtitles في الواقع.لقد رأيت رجلاً في الأخبار وهنالك مسمار في رأسه وبفضل المسكنات.لقد كان يضحك
    Caddenin karşısında elini tutup onunla gülüyordu. Open Subtitles فقد كان يقطن عبر الشارع يمسك بيديها يضحك معها
    O kadar zavallıydık ki, espri anlayışı olmayan annem bile bize gülüyordu. Open Subtitles وإذا أصبحنا مثيرين للشفقة,00 حتى أمي, التي لا تملك أي روح للدعابه, كانت تضحك علينا0
    Kızı yolun kenarında bıraktığında durumu iyi miydi? Evet. gülüyordu. Open Subtitles كانت بخير حين تركتها لوحدها على جانب الطريق ؟ . أجل، لقد كانت تضحك
    Bana ilgi duyduğuna inanamıyordum ama bütün şakalarıma gülüyordu. Open Subtitles لم اكن اصدق انها مهتمة لكن كانت تضحك على جميع نكاتي
    Birşey fark etmez diye düşündüm... gülüyordu... Open Subtitles لم أعتقد أن ذلك سيحدث فارقاً كانت تضحك...
    Hareketsiz yatarak, kıkır kıkır gülüyordu. Open Subtitles فقط، كانت مستلقية تضحك قليلًا مع نفسها
    Her yere kayıyordu. Adamlar gülüyordu. Open Subtitles المكان كله كان زلقاً، والناس كانوا يضحكون
    Yemin ederim ki o gülüyordu. Pembe prenses. Open Subtitles يمكنني القسم أنه كان يبتسم المرأة ذات الرداء الزهري
    Johnnie gülüyordu, ve Caesar delirdi. Open Subtitles لقد ضحك جوني من هذا وبالأخص عندما فقده سيزار
    Onlar da gülüyordu. Open Subtitles كانتا يضحكان أيضاً.
    - Bu yüzden gülüyordu. Çinli değil, Koreli. Open Subtitles لهذا السبب كانت تبتسم إنها ليست صينيّة, إنها كوريّة
    "Lily, güneşten daha parlak gülüyordu." Open Subtitles ابتسمت ، أكثر إشراقاً من الشمس الاستوائية.
    Doğru ya. Düşünecek olursak, ismini Ölüm Defteri'ne yazdığımdan beri gülüyordu. Open Subtitles .. عِندما أُفكّر في ذلِك ، لقد كانَ يضحكُ أكثرَ مِن المُعتاد عِندما كُنتُ أكتبُ على الورقة
    Küçük bir çocuk kucağımda oynuyordu! ... Ve gülüyordu Tam Raj gibiydi! Open Subtitles حلمت بطفل صغير يلعب على حضني ويضحك
    Hepsi bağırıyor, alkışlıyor ve gülüyordu. Open Subtitles وثم بوب قام بمضاجعتي كان كل ذلك هتاف و تصفيق وضحك
    Herkes gülüyordu, kimsenin benim astığımı bildiğini sanmıyordum. Open Subtitles كُلّ شخص كَانَ يَضْحكُ لَكنِّي لَمْ أُفكّرْ أن يتوقع أحد أنه أنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more