Tüm bu zaman zarfında yüzüne gülerken arkandan dalga geçiyormuş sana ihanet edip, küçümsüyormuş. | Open Subtitles | , طوال الوقت هى كانت تبتسم لك , لكن فى الحقيقة هى كانت تسخر منك , خانتك ، أحتقرتك |
Bir oyuncu sürekli bana bakıyordu ve ben de onu gülerken gördüğümü düşünüyordum. | Open Subtitles | لأن كان هنالك لاعب ينظر إلي باستمرار و أنا اعتقدت أنني أراه يضحك |
Onun saçının kokusunu, kötü olsalar bile şakalarıma gülerken burnunun aldığı şekli özledim. | Open Subtitles | أفتقد رائحة شعرها .. الطريقة التي تحرك بها أنفها حين تضحك على نكاتي |
- Seni hiç bu kadar gülerken görmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق لي و أن رأيتكِ و أنتِ تضحكين بشدة هكذا |
gülerken neden ağzını kapatıyorsun? | Open Subtitles | استطيع ان انظف الجرح لك لماذا تخفين فمك عندما تبتسمين ؟ |
Ama herkes bana gülerken, beni orada bir aptal gibi durmaya zorladın. | Open Subtitles | ولكنك جعلتني اقف هناك مثل غريب الاطوار والجميع يضحكون علي |
- Onu gülerken hiç görmemiştim. - Dişleri olduğunu bile bilmiyordum. | Open Subtitles | . لم أراه يبتسم أبداً . لم أعرف أن لدية أسنان |
Seni gülerken görmek güzel. | Open Subtitles | من الجميل رؤيتك تبتسم لم تبتسم كثيرا مؤخرا. |
Seni gülerken izlemeye şaşırdığında yüzünün şeklini görmeye bayılıyorum. | Open Subtitles | أحب.. أحب النظر لوجهك عندما تبتسم عندما تتم مفاجأتك |
Bu olaydan beri onu ilk kez gülerken gördüm. | Open Subtitles | هذه اول مره اراها فيها تبتسم منذ الحادثه |
Tek bildiğim en iyi arkadaşımı döndüğünden beri ilk defa gülerken gördüğüm ve bu çok iyi bir şey. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو اني رأيت أعز اصدقائي يضحك للمرة الأولى منذ رجوعه |
"...bağışlanan kıyafetlerle onu giydirdim "ve ertesi gün onu yanan bir fıçının etrafında gülerken gördüm." | Open Subtitles | لنلبسه جيداً من ملابس المنح وتراه يضحك عند البرميل المشتعل |
O ihtiyar kadın sana gülerken... sığırlarının ölmesine... arazinin çürümesine göz yumuyorsun. | Open Subtitles | السماح تموت الماشية الخاصة بك، السماح يموت العقاري الخاص بك، بينما يضحك أن امرأة تبلغ من العمر عليك. |
Bu birinin kral kobrayı gülerken gördüğü tek zamandı. | Open Subtitles | إنها المره الوحيده التي رأى أحدهم الكوبرا تضحك |
gülerken horultu çıkarırdı ve İkiz Kuleler'in yıkılma anını her gördüğünde ağlardı. | Open Subtitles | كانت تشخر عندنا تضحك وتبكي في كل مرة يعرضوا صور للبرجين وهم يسقطوا |
sonra bi bakarsın bir iki gün içinde kendini sürekli gülerken bulursun? | Open Subtitles | ثم بعد يوم أو يومان تجدين نفسك تضحكين و تضحكين؟ |
Diyor ki. "Askim, gülerken gözlerinin kenarinin, kirismasina bayiliyorum." | Open Subtitles | قال عزيزتي انا فقط احب منظر عينيك وهي تتجعد وانتِ تضحكين |
Senden n'aber? Seni tekrar gülerken görmek çok güzel. | Open Subtitles | مالأخبار؟ من الرائع رؤيتكِ تبتسمين مجددًا. |
Bize gülerken dediklerimizi nasıl ciddiye alacaklar? | Open Subtitles | كيف سيأخذوننا بجدية إن كانوا يضحكون علينا ؟ |
Luton'a geri geldi, 82 yaşındaydı. Onu 30 yıldır görmemiştim. Kapıyı açtığında gözleri parlayan bu küçük adamı gördüm ve gülümsüyordu ve onu hiç gülerken görmemiştim. | TED | لقد عاد إلى لوتون، وعمره حاليًا 82 عامًا ولم أره منذ ثلاثين عامًا وعندما فتح الباب رأيت هذا الرجل القصير ذو العينين البراقتين وكان مبتسمًا، مع أنني لم أره يبتسم من قبل |
Ama siz gülerken, başarısız olmamızı isteyen çok kişi var. | Open Subtitles | و بينما تضحكون هناك رجال عديدة يريدون لنا الفشل |
Şu an için tek yapabileceğim onu iki gün burada tutmak tabi avukatı onun yanında oturup bana gülerken ve ekibinin üyeleri ortadan kaybolurken. | Open Subtitles | جلّ ما بوسعي فعله الآن هُو حجزها ليومين بينما يجلس مُحاميها هُناك ويضحك عليّ وبينما يختفي بقيّة أفراد طاقمها. |
Hazır bir şeylere gülerken komik bir şey daha anlatayım. | Open Subtitles | و بينما بينما نضحك بشأن الأمور إن هذا مضحك أيضاً |
Çünkü siz gülerken, gitar çalarken içeriye girince biraz uygunsuz bir yerdeymişim gibi hissettim. | Open Subtitles | لانني شعرت أني غريبة , بالدخول عليكما تضحكان و تلعبان الجيتار |